Gelişme sayıları dün açıklandı. Yüzde 4.5’lik performansla birçok ülkeyi geride bıraktık. Üstelik, 11 ili etkileyen büyük deprem felaketine, iki seçime, bölgedeki negatif jeopolitik gelişmelere, Batı’daki resesyonun ticari faaliyeti azaltmasına karşın

Yalnız depremi düşünün…

Can kayıplarına paha biçilemez elbet ya ekonomik maliyeti?

Aşağı yukarı 103 milyar dolardan bahsediyoruz. Ülke nüfusunun yüzde 16’sının, ihracatının yüzde 9’unun, ithalatının yüzde 7’sinin, vergi gelirlerinin yüzde 5’inin, tarımsal üretimin yüzde 15’inin, GSYH’nin yüzde 10’unun olduğu bir bölgeden

Bu kadar büyük bir badireyi başka bir ülke yaşasaydı, ne olurdu?

Avrupa’nın en büyük ekonomisi Almanya‘yı hatırlayın. Rusya-Ukrayna savaşından sonrasında yaşamış olduğu enerji buhranından sonrasında kendine gelebildi mi?

Ülkenin ekonomisi 0.3 daraldı. İngiliz ekonomisi, 2023 son çeyrekte yüzde 0.3 küçüldü. Teknik resesyona girmiş oldu. Fransa ekonomisinde de art arda gelişme gerçekleşmedi. ABD dördüncü çeyrekte yüzde 0.8 daraldı. Türkiye ise yaşanmış olan her türlü sıkıntıya karşın 14 çeyrektir aralıksız büyüyerek Avrupa’da birinci, OECD’de ikinci ülke oldu. Ulusal gelir 1 trilyon 119 milyar dolar ile zamanı zirveye geldi. Şahıs başına düşen ulusal gelir de 13.110 dolar oldu. İlk kez bu düzeye çıktığımızı epey süredir 10 bin dolarda patinaj yaptığımızı hatırlatayım.

Gelelim büyümenin detaylarına…

Büyümenin kaynağında hususi tüketim var. Hanehalkı tüketimi çift haneli büyüdü. Sıkılaşmaya karşın iyi mi oluyor kabul edebilirsiniz. Esasında 2020’de yaşadığımız pandemiden bu yana halkta bir alışveriş ve gezi çılgınlığı var. Buna düşük faiz ortamı ve yüksek enflasyon da eklenince yurttaş tüketimini öne çekti.

Yatırımlarda durum ne derseniz. İnşaatta yüzde 7.5 artışla toparlanma eğilimi var. Makine-teçhiat yatırımları 17 çeyrektir üst üste yükseliyor. Sektörel bazda en fazlaca gelişme finans ve sigortada (yüzde 9). Depremin peşinden bölgede konutların yapımına hızla başlanılması inşaattaki büyümeyi 7.8’e çıkarmış durumda. Sanayide gelişme yüksek değil. 2023’te küçülen tek sektör ziraat… Yüzde 0.2 daraldı. Bu da zelzele kaynaklı. Zira, orası tarımsal üretimin yüzde 15’ini karşılayan bir bölgeydi. Uzun lafın kısası, büyümeye ilişkin veriler, üretim, istihdam, yatırım, ihracat öncelikleri çerçevesinde uygulanan programın pozitif bir sonucu… Çok açık ki, yeni hükümet sisteminin süratli ve esnek karar alma yapısıyla depremin yaraları hızla sarılmaya başlanarak, ekonomide depremin de yarattığı şokların peşinden toparlanma hızlanmış

Bu yıl ne olur?

Senenin başı olmasına karşın göstergeler kötü gitmiyor. PMI, itimat endeksleri iyi durumda. İnşaat da depremin yaralarını sarmak uzun vakit alacağı için büyümeye devam edecektir. Bu yıl net dış talebin büyümeye pozitif katkısı daha yüksek olursa Türkiye 2024’ü OVP hedeflerinin üstünde bir gelişme oranıyla kapatabilir.

***


ULUSLARARASI KURULUŞLAR BİLEMEDİ

Bildiğiniz gibi bu da bir klasik haline geldi. Birçok internasyonal müessese senenin başlangıcında gelişme tahminlerini açıklıyor. Dikkat ederseniz, bu oranlar Türkiye için hep düşük tutuluyor. Sonrasında yıl ortasından itibaren bu kuruluşlardan revizeler gelmeye başlıyor. Geçen yıl da değişik olmadı.

O denli revizeye karşın tutturan oldu mu derseniz…

Olmadı…

Fitch yüzde 4.1, EBRD 3.5, Dünya Bankası 4.2, IMF 3.1, OECD 2.9 demişti.

Gene bilemediler!