Ankara’da evinin bahçesinde bir çok hasta ve engelli 180 köpeğe bakan Gökçen Yıldız’a, hayvanların havlamasından dolayı çevreye hastalık verdikleri iddiasıyla geçtiğimiz mart ayında 865 bin 800 lira ceza uygulandı.

Sadece Yıldız’ın cezası “Kabahatlerin hayvanlara bakmak, onları korumakla görevlendirilen kişiler tarafınca işlenmesi durumunda verilen ceza iki kat uygulanır” hükmü gereğince 1 milyon 731 bin 600 liraya çıkarıldı.

Kanunda ne yazarsa o uygulanır fakat bu vaka fazlasıyla acayip.

Yıldız kendi imkânlarıyla fotoğrafta gördüğünüz şeklinde Gölbaşı’nda kırsal alanda müstakil bir evin bahçesini hayvan barınağına dönüştürmüş.

Burası Ziraat ve Orman Bakanlığı 9. Bölge Müdürlüğü ekiplerince tertipli olarak denetleniyormuş.

Yıldız, insanların korkmuş olduğu, sorun yaratan köpekleri de sahiplendiğini, tamamının kısır bulunduğunu, çiplerinin takıldığını ve kimliklerinin çıkarıldığını söylüyor.

Normalde belediyenin yapması gerekenleri Yıldız tek başına, bağış bile toplamadan kendi cebinden para harcayarak yaptığını söylüyor.

Üstelik desteğe muhtaç köpeklere bakıyor!

KİM HAKLI?

Bu vakaya iki açıdan da yaklaşmak mümkün. “Tek mesele köpeklerin toplu halde havlaması mı? Komşular rahatsız oldu diye normalde ödül verilmesi ihtiyaç duyulan bir hayvansevere bu cezayı kesmek adil değil” kabul edebilirsiniz.

Tam tersini “Üç-dört köpek bir araya gelip havlasalar bile sabaha kadar uyutmazlar.

Meskûn mahalde ufak bir bahçede 180 köpek birden havlasa kimse uyuyamaz.

Bu kadar fazlaca köpeğin bir arada bulunması hastalıklara da davetiye çıkarır. Oldukça istiyorsa kırsal bir alanda barınak kursun” da kabul edebilirsiniz.

Başıboş köpekler işte bu şekilde münakaşaya açık ciddi bir mesele.

Her iki tarafın da kendince haklı olduğu noktalar var ve orta yolu bulmak zor!

Bireysel çözümler yerine belediyelerin bu soruna dizgesel bir halde çözüm bulması gerekiyor.

***


DİŞLERİ FIRÇALADIKTAN SONRA BUNU YAPMAYIN!

Diş macunu ile dişlerinizi fırçaladıktan sonrasında ağzınızı güzelce çalkalarsınız değil mi?

Mashable Türkiye’nin haberine bakılırsa son dönemde bazı toplumsal medya videolarında florürlü diş macunuyla dişlerinizi fırçalayın ve tükürün, fakat ağzınızı suyla çalkalamayın önerisinde bulunuyorlar.

“Olur mu o şekilde şey” dediğinizi duyar gibiyim fakat bu mevzuda meydana getirilen araştırmalar varmış.

Mesela 1999 senesinde İngiltere’de 15-16 yaşlarında 2800 gençle meydana getirilen bir araştırmaya bakılırsa diş fırçalamanın peşinden bir bardak suyla ağzını çalkalayanların averaj dört tane çürük, çekilmiş ya da dolgu yapılmış dişi bulunurken, çalkalamayanlarda bu sayı üç oldu.

Diş uzmanları da fırçalamanın peşinden ağız suyla çalkalanmaması florürün dişlerin üstünde kalmasını ve bunun da diş çürümelere karşı ek bir koruma oluşturduğunu söylüyorlar.

Gene de ağzını çalkalamadan duramayanlara ise Amerikan Diş Birliği sözcüsü ve Harvard Diş Hekimliği’nde destek profesör olan Brittany Seymour, fazlaca azca bir suyla ağızlarını çalkalamalarını ya da bu işlemi dişleri fırçaladıktan 20 dakika sonrasında yapmayı öneriyor.

Doğal fazla florür yutmak zehirlenmeye yol açabilir fakat uzmanlar düzgüsel bir fırçalamada diş üstünde kalan florürün mesele yaratmayacağını fakat anne babaları fazla diş macunu kullanımına karşı ufak çocuklarını uyarmalarını tavsiye ediyor.

***


ALTIN SÜT TARİFİ

‘Doktorlar’ dizisinde ‘Ela’ karakteri olarak tanıdığımız Yasemin Özilhan, meşhur iş insanı İzzet Özilhan evlendikten ve anne olduktan sonrasında ekranları bırakmıştı.

Özilhan’ın hayatına sosyetik güzel olarak devam etmesi bekleniyordu fakat o ‘influencer’ olmayı tercih etti. Elbet o, Türkiye’nin kim bilir en varlıklı ‘influencer’ı!

Moda çekimleri icra eden Özilhan, sıhhatli yaşam ve beslenme alanlarında yapmış olduğu toplumsal medya paylaşımlarıyla da dikkat çekiyor.

Özilhan son olarak evinin mutfağında “Altın süt” olarak nitelendiren hususi bir karışım yapmış oldu.

Tarifini Instagram hesabından gösteren eski oyuncu, yayınladığı videoya şu notu yazdı:

“Badem sütü, zerdeçal, esmer şeker, vanilya ve tarçın”.

Meraklısına not düşelim; altın süt metabolizmayı hızlandırıp, bağışıklığı artırıyormuş.

Bazıları Özilhan’ın ultra varlıklı birisiyken toplumsal medyada paylaşım yapmasını acayip karşılıyor.

Bence Özilhan klasik bir ‘celebrity’ şeklinde yaşamak yerine kendini ifade etmeye, bir yaşam ikonu olmaya çalışıyor ve bence doğru olanı yapıyor.

Aslına bakarsak yapmış olduğu takipçilerine ‘peri masalı’ sunmak ve bu da ilgi çekiyor.

***


YALAN MI, GERÇEK Mİ?

Bu görüntü Bursa’da trafiğin yoğun olduğu ve vasıta parkının yasak olduğu bir caddede çekildi.

Rastlantıya bakın ki videonun tamamında yedi ya da sekiz vasıta aynı anda bozulmuş, hepsinin kaputları kaldırılmış.

Polis ya da EDS arıza yüzünden kenara çekilmiş bir araca ceza kesemez!

Birçok haber sitesinde ve toplumsal medya hesabında bu vaka sürücülerin ceza yememek için vasıta bozuldu izlenimi vermeye emek vermesi olarak algılandı.

“Bari aynı anda yapmasaydınız” benzeri yorumlar yapılmış oldu.

Orası Cemal Ender Caddesi. Bursa’da yokuşu dik trafiğin en yoğun oldu yerlerden biri.

Haberle ilgili bazı Bursalı sürücülerin yorumlarına da rastladım:

“En fazla 15 dakikada çıkacağımız mesafeyi o gün 2,5 saatte gidemedik.”,

“O araçların yanından geçtim araçlarının hararet dumanı çıkarttığını da gördüm. Araçlar devamlı gaz fren yapmak zorunda olduğundan balata yakanlar oldu.”

“Birinci vitesten ikinci vitese geçemedik bile. Araçların arıza yapması, sürücülerin arızaya karşı tedbir alması düzgüsel.”

Evet, bazılarımızın kurnazlığa, sahtekârlığa kafası iyi çalışıyor fakat ezbere de yorum yapmamak lazım.

Bayram trafiği hesaba katılmalıydı!