Hafta sonu birazcık deniz havası almak ve ayaklarımızı azıcık suya sokmak için ailece Kilyos sahilindeydik. Fakat bırakın denize ayağımızı sokmayı, suya bakamadık bile… Zira yavru bir yunus cansız halde karaya vurmuştu. Iyi mi vurmasındı ki? Azca ötedeki demirleme bölgesinde yük bekleyen şileplerin sintine sularının yanında sahile birkaç yerden lağım akıyordu. Günübirlik tatilcilerin atıkları ve konteynerlerden taşan toplanmamış çöplerle beraber, İstanbul’un en nadide kumsallarımdan biri mezbeleliğe dönmüştü. Buna bir de geçen kışın fırtınaları yüzünden çöken beton yürüyüş yolu, adeta un küçük olan gezinsel tesislerin kabin kalıntıları da eklenince görüntü Gazze sokaklarını aratmıyordu.

Senelerdir kaderine terk edilmiş, geceleri her türlü kanunsuzluğun yaşandığı metruk evler de bu rezil manzaraya eklenince gelen her insanın tadı firar etti, morali bozuldu. (Yunus ölüsünü gören kızımı dakikalarca teselli edemedim.)

Tespit ettiğim iç burkan görüntüleri derhal Atv Haber Merkezi’ne gönderdim. Sağ olsun, Atv Haber Müdürü Yüksel Altıntaş ve ekibi o görüntüleri ustaca montajlayıp pazar akşamı çarpıcı bir çevre haberi olarak servis ettiler. Ertesi gün de haber takip edeni için bölgeye hususi bir ekip gönderdiler. Muhabir Yavuz Oymak’ın izlenimleri de oldukca çarpıcıydı.

Burası en geç bir ay sonrasında hususi işletmeler tarafınca turizme açılacak. Millet girişte 500 lira ödeyip o lağım akan, tanker atıklarının ve hayvan leşlerinin kıyıya vurmuş olduğu sahilde denize girmek için kuyruk olacak.

Ne Sarıyer halkı ne de Kilyos’un benzeri olmayan sahili bu şekilde sorumsuz bir belediyeciliği hak etmiyor.

“Gülü seven düdüğü çalar”

Pazar gecesi Atv’deki Kim Milyoner Olmak İster? yarışmasında 23 yaşındaki genç bir tabip savaşım ediyordu. Tıp fakültesine Türkiye 1300’üncüsü olarak girmişti.

İkinci soruda bir ilçedeki en büyük devlet yetkilisinin “kaymakam” bulunduğunu izleyici jokeri yardımıyla öğrendi. Üçüncü soruda telefon jokeri olarak annesini aramasa “Gülü seven düdüğü çalar” diye bir atasözümüz olmadığını bilemeyip elenecekti. Peki ne şekilde mi elendi? Dünyanın ilk yerleşimlerinden Hacılar Höyüğü’nün Burdur yerine Şanlıurfa’da bulunduğunu sanarak…

Genç doktorumuz yarışma öncesinde hemen hemen 23 yaşlarında olmasına karşın 55 ülke gezmekle övünüyordu. Keşke seyahate kendi yurdundan başlasaydı…

Görüntü, bu sütunlarda sıkça tekrarladığım bir dileğimin altını daha kalınca çizgilerle çizmeme vesile oldu:

“Üniversiteler bir tek eğitim değil, kültür ve data de vermeli…”

Yaşasın, Threads dondu!

Aylar ilkin Threads adlı toplumsal medya platformuyla talihsiz tanışma maceramı bu sütunlarda şöyleki anlatmıştım: “Artık Türk milletinin yapınak ayarlarının gizli saklı eller tarafınca planlı olarak kurcalandığından şüphem kalmadı. Son örnek, Instagram’ın kardeş platformu Threads oldu. Merak edip denedim ve bir tek yedi gün tahammül edebildim. Öyleki ki, yedi gün içinde düzeysizlikte o oldukca eleştirilen Tik- Tok’u bile fersah fersah geride bıraktı. Bunu gördükten sonrasında can havliyle kendimi bu rezil ortamdan dışarı attım…” Müjdeli haber Mark Zuckerberg’in CEO’su olduğu, dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden önde gelen Meta’dan geldi: “Türk Rekabet Kurumu’nun geçici önlem sonucu kapsamında, 29 Nisan’dan itibaren Threads’i Türkiye’de geçici olarak kapatacağız.” Ah iyi mi üzüldüm anlatamam… (!)

Zap’tiye

Bir adamın en leziz yeri, başının etidir. Milyonlarca hanım yanılıyor olması imkansız…

Ne demiş?

Üretken okurumuz Ali Aktulga bu kez Kızıl Goncalar’daki bir repliği mükemmel çözümleme etmiş: “Yanlış üslup doğru sözün celladıdır.” (Günümüz yazışma kazalarının formülü, değil mi?)

Gaf’let kürsüsü

Sıhhat Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın paylaşmış olduğu videoda 112 Acil Servis Müdürü dert yanıyordu: “Bugün bizi taksi çağırmak, bozuk ocağını onartmak ve sıkışan düdüklü tenceresini açtırmak için arayanlar oldu.”