Hemşirelik haftası kapsamında, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi’nde “Hemşirelerimiz, Geleceğimiz” temalı seminer düzenlendi.

Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayişe Karadağ, Türkiye’de şu an 250-260 bin civarında hemşire bulunduğunu ifade ederek; “85 milyonluk bir ülke için düşününce oldukça azca. Türkiye şeklinde bir ülke için 500-600 bin civarında olması gerekir” şeklinde konuştu.

Hemşirelik haftası kapsamında, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi’nde “Hemşirelerimiz, Geleceğimiz” temalı seminer düzenlendi. Söz mevzusu seminerde, hemşirelikte özlük hakları ve geleceğe yönelik stratejiler, hemşireliğe yatırım, hemşirelik eğitimi şeklinde mevzular değerlendirildi. Hemşirelerin problemlerine ilişkin izahat icra eden Karadağ, hemşire göçüne ve Türkiye’deki hemşire sayısının yetersizliğine de vurgu yapmış oldu.

Karadağ, hemşirelerin ücretlerin düşük bulunduğunu ve özlük haklarının iyileştirilmesi icap ettiğini dile getirerek; “Sıhhat kurumları içinde döner ana para gelirleri adil bir halde dağıtılmıyor… Yönetici pozisyonlarına, o mevzuda yetkin olan hemşireler liyakat gözetilmeden atanıyor. Emek harcama saatlerinin uzunluğu, gece emek verme, yoğun ve riskli ünitelerdeki bilimlerde çalışmayla, ödemelerde karşılığının alınmaması öne çıkan sorunlardan” ifadelerini kullandı.

Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayişe Karadağ, dünya genelinde sıhhat çalışanlarının yüzde 59’unu hemşirelerden oluştuğuna değinerek; “Türkiye’de 1 milyon 350 bin sıhhat çalışanının 260 bin civarını hemşireler oluşturuyor. Doğrusu dünya averajının fazlaca altında. Birçok Avrupa ülkesi ve Transatlantik ülkeler, Türkiye’den hemşire çekmek için politikalar üretiyor. OECD devletlerinde her 1000 şahıs başına düşen hemşire sayısı averaj 9,2 iken, Türkiye’de bu sayısı 3’ün altında, en mühim veri bu” söylemlerinde bulunmuş oldu.

Prof. Dr. Ayişe Karadağ’ın konuşmasının tamamı şu şekildedir; “Son yıllarda atamalar artmış olmakla birlikte, şu an Türkiye’de 250-260 bin civarında hemşire var. 85 milyonluk bir ülke için düşününce oldukça azca. Türkiye şeklinde bir ülke için 500-600 bin civarında olması gerekir.

“Hemşirelere alanlarında uzmanlık verilmiyor”

Sıhhat Bakanlığı’ndan beklentilerimizden başlıcası, hemşire sayısının artırılması. Bunun haricinde hemşirelerin kendi uzmanlık alanlarında görevlendirilmeleri. Master ve doktora yapmış hemşireler var; bunlar, hasta bakım neticelerini fazlaca ciddi oranda iyileştirebilecek hemşireler. Bu yetkin hemşirelere alanlarında uzmanlık verilmiyor. Dolayısıyla sertifika alan hemşirelerin sertifika alanlarında, master-doktora yapmış olan hemşirelerin kendi uzmanlık alanlarında görevlendirilmeleri mühim.

Sağlıkla sertlik, aslına bakarsanız toplumsal şiddetle fazlaca paralel gidiyor. Dolayısıyla sağlıkta sertliği önleyecek, sıhhat çalışanının kendilerini güvende hissedecek emek verme koşullarının oluşturulması gerekiyor. Meydana getirilen bazı girişimler, planlamalar var. Fakat somut göstergelere bakıldığında bunların alanda karşılığını bulmadığını görüyoruz, ciddi bazı önlemler daha alınması icap ettiğini gösteriyor bu durum.

Hemşirelik atamalarında KPSS şeklinde bir memuriyet imtihanı yerine, öğretmenlik atama imtihanı şeklinde hemşirelik imtihanı yerine olur. Böylece hemşirelerin kendi alanlarıyla ilgili, informasyon ve becerileriyle değerlendirilmeleri ve atanmaları uygun olur.

“Bazı okullarda öğretim elemanı başına düşen talebe sayısı 75-100 içinde”

Bir tek Sıhhat Bakanlığı değil, Yüksek Öğretim Kurumları’na da mühim sorumluluklar düşüyor. Bugün Türkiye’de 177 tane hemşirelik programı var. Bazı okullarda öğretim elemanı başına düşen talebe sayısı 75-100 içinde. Öğretim elemanı sayısının kaliteli bir halde artırılması gerekiyor. Hemşirelik kontenjanları devasa yükseklikte okulların altyapılarına gore. Altyapısı uygun olmayan, standartları karşılamayan, öğretim elemanı laboratuvar, hastane standartlarını karşılamayan yerlerde programların açılmaması gerekiyor.

“Hemşireler, hemşirelik dışı alanlarda görevlendiriliyor”

Hemşirelerin iş yükünün ağır olmasının bir sebebi de hemşirelerin, hemşirelik dışı alanlarda görevlendirilmeleri… Bir teknisyenin, bir sekreterin yapabileceği bazı teknik işlerin de hemşireler üstünden yürüyor olması, aslına bakarsanız sayıca azca olan hemşirelerin yükünü artırıyor. Hemşirelerin aslolan amacı olan hasta bakımına ayırdıkları süreyi azaltıyor. Dolayısıyla, kafi süre ayırmadığınız süre hastalarda gelişen komplikasyonlar, enfeksiyon, tazyik yaralanması da maliyetleri fazlaca ciddi seviyede artırıyor. Destek çalışanları arttığında ve hemşireler aslolan işlerine odaklandığında bu daha da azalacak. Bizde bir tek yoğun bakım düzeyde görevli hemşirelerin kaç hasta bakacağı belli, onun dışındaki birimlerde yok.”

“Suni zekâ hiçbir süre hemşirelerin yerine geçemeyecek fakat…”

Prof. Karadağ, suni zekânın yakın gelecekte sıhhat alanındaki rolünü ise şu sözlerle ele aldı;

“Riskleri, etik ikilemleri olacaktır fakat suni zekâdan yanayım ben. Sağlıkta katkısı olacağını düşünüyorum. Teknik ve veri mevzuları insan gücüyle yapıldığında mühim seviyede süre alıyor. Suni zekâ hiçbir süre hemşirelerin yerine geçemeyecek fakat hemşirelik bakım hizmetlerinin planlanmasında ve hemşirelerin yaptıklarını daha görünür kılmada, bu tarz şeyleri çözümleme etmede, topluma göstermede suni zekânın hemşirelerin önüne geçeceğini düşünüyorum. Suni zekânın bu alanda hemşirelerin yapamadığını yapabileceğini düşünüyorum. “

“Ciddi bir hemşire açığı var”

Türk Hemşireler Derneği Başkanı Doç. Dr. Azize Atlı Özbaş ise ülkede ciddi bir hemşire açığı olduğuna ve hem de 100 binden fazla atanamayan hemşire bulunduğunu dile getirerek şu açıklamayı kaydetti; “Sıhhat Bakanlığı açıktaki hemşireleri atasa sahadaki bu probleme derman olabilecek meslektaşımız var. Sıhhat Bakanlığı’nın 60 bin hemşire ataması için müracaat yaptığını, Maliye’den 10 bini için onay geldiğini biliyoruz”

“Hastanelerde kaç hemşire parasız izinde şu anda?”

Özbaş, hemşire göçü verilerinin Sıhhat Bakanlığı’nda bulunduğunu ve bunun paylaşılması icap ettiğinin altını çizerek açıklamasını şöyleki noktaladı;

“Kaç hemşire gitti, kaç hemşire bununla ilgili müracaat yapmış oldu, bunu bakanlık biliyor. Hastanelerde kaç hemşire parasız izinde şu anda? Kaç meslektaşımız erkenden emekli oldu, kaçı iyi hâl belgesi için başvurdu? Bakanlık bu sayıları paylaşmalı. 2021 senesinde 8 bin 300 meslektaşımızla yaptığımız bir çalışmaya gore yüzde 76’sı, ‘fırsatım olsa yurt dışına giderim’ diyor. Bu araştırmayı güncelleme çalışmamız şu anda devam ediyor.

Almanya’nın nüfus başına düşen hemşire oranı, Türkiye’de nüfus başına düşen hemşire oranının 4-5 katı fazla ve ona karşın açıkları bulunduğunu söylüyorlar. Almanya’da 10 bin kişide 90’ın üstünde hemşire düşüyor, bizde bu 25-26’larda. Dört katımız kadar hemşire var, buna karşın bizlerden oraya kan kaybı var. ABD, Kanada şeklinde ülkeler, dünyada en fazla hemşire oranına haiz olan ve öteki ülkelerden hemşire almak için siyaset geliştiren ve bu politikaları gittikçe kolaylaştıran ülkelerin başlangıcında geliyor.” (Kaynak: T24 – Gözde Yel)