Avustralya’da bulunan Southern Cryonics şirketi, 80’li yaşlarındaki bir adamı öldükten derhal sonrasında dondurduklarını deklare etti.

Yaşlı insanın cansız vücudundaki hücreleri korumak için bir sıvı pompalandı.

Peşinden kuru buzla kaplandı ve eksi 80 santigrat dereceye kondu.

Bu işlemlerin arkasından insanın cansız bedeni, Southern Cryonics’in Holbrook tesisine getirildi ve vakum gizleme bölmesi görevi gören hususi bir tanka yerleştirilmeden ilkin sıcaklığı eksi 200 santigrat dereceye kadar düşürüldü.

Yine hayata dönme ihtimalini tecrübe etmek isteyen yaşlı adam bu işlem için 160 bin dolar ödedi.

Kefenin cebi yok!

Ne dersiniz denemeye kıymet mi? Yoksa bu yeni bir keriz silkeleme yöntemi mi?

Peki, 100 ya da 200 yıl sonrasında bilimin nereye varacağını tahmin edebilen var mı?

Şu an yaşadıklarımızı 200 yıl önceki birisine anlatsak ne derdi?

Eğer dayı elektrikler kesilmeden 100 ya da 200 yıl donmuş vaziyette kalabilirse ve bilim hayata döndürmeyi başarırsa!

Bilimkurgu filmlerinde bu işlem işe yarıyor fakat gerçekte ne olur kim bilir?

Sorun ruhu dondurmak! Kim bilir dayı Sûr’a üflenince uyanır.

***


‘O TASMAYI SANA TAKARIM’

Hep başıboş köpek sorununu konuşuyoruz. Bir de Pitbull şeklinde tehlikeli ırkların yapmış olduğu ölüm ve yaralanmalarla sonuçlanan saldırılar da var.

Üstelik bu köpeklerin bir çok sahipli. Fakat sahipleri çocuk parklarında bile bu köpekleri tasmasız, ağızlıksız dolaştırıyorlar. Ağızlıksız gezdirmenin cezası 33 bin lira fakat cezayı tatbik eden yok.

Yazar Yılmaz Özdil mevzuyla ilgili başından geçen bir vakası paylaştı: “Tasmasız gezen sahipli köpekler saldırıyorlar.

Ben bir defasında bir hanımefendiyi uyardım.

Dedim ki, ‘Lütfen tasmasız gezdirmeyin bakın orada tabela var” dedim. ‘O tasmayı sana takarım’ dedi.

Bu şekilde hayvanseverlik olur mu? Dışarıdan bakıyorsun çağıl görünümlü, eğitimli, zarif bir hanımefendi.

Fakat tasmayı sana takarım diyecek kadar kaba ve çirkef olabiliyor…” O şekilde köktencilik hayvan severler var ki, köpeklerin parçalayarak öldürmüş olduğu evlatları bile umursamıyorlar. “Korkup kaçmasaydı”, “Mama verseydi” diyenler bile var!

Bunu diyenlerin içinde Özdil’in örneğinde olduğu şeklinde eğitimli, çağıl insanoğlu da var. Şimdi bu kafa yapısındaki insanlarla başıboş köpek problemi çözülebilir mi?

***


BİR BACAĞA 22 AY HAPİS!

İstanbul’da 83 yaşındaki Yücel Ata, pitbull cinsel köpeğin saldırısına uğradı. Köpeğin parçaladığı bacağı kesilen Ata’nın başlatmış olduğu hukuk savaşı sonuçlandı.

Mahkeme üç sanığa ‘bilgili taksirle yaralama’ suçundan ayrı ayrı 22 ay 15 gün hapis cezası verdi. Ceza ertelemesi yapılmadı.

Sanıkların köpeği yaralama kastıyla özgür bıraktıklarına dair somut kanıt oluşsaydı ceza daha çok olacaktı.

Cezalarda da problem var.

Birçok insan bu köpekleri tabanca şeklinde yanlarında gezdiriyor. Ağızlıksız bir Pitbull’u dışarıya salmak silahla birisine ateş etmekten farkı yok.

Dışarda dolaşırken sahibinin bıraktığı Pitbull size saldırmış olduğu için bacağınız kesiliyor. Ve bunun cezası bir tek 22 ay hapis!

Adil mi şimdi bu?

***


SERVET VERGİSİ

İsviçreli Credit Suisse ve UBS tarafınca piyasaya çıkan verilere gore Türkiye’de en varlıklı yüzde 1’lik kesim ülkedeki servetin yüzde 39,5’ine alıyor. Türkiye bu kritere gore Avrupa’da servet dağılımı adaletsizliğinde ilk sırada içeriyor.

Elbet insanoğlu içinde doğuştan ve sonradan kazanılan beceri, miras, çalışkanlık, zeka, eğitim seviyesi şeklinde farklar var.

Bu yüzden servet düşmanlığını doğru bulmuyorum.

Fakat yüzde 1’in servetinin ülke nüfusunun ortalama yüzde 40’ına denk olması da adil değil.

Pandemiden sonrasında süregelen ekonomik krizler dünyada olduğu şeklinde Türkiye’de de zenginlere yaradı!

Varlıklı daha varlıklı, fukara daha fukara oldu. Bu süreçte bilhassa orta derslik güç yitirdi ve servetleri üst sınıfa geçti.

Davos toplantılarında da bu sorundan hep bahsediliyor. Tavsiye edilen ise ‘servet vergisi’. Bazı ülkeler ‘servet vergisi’ uyguluyor.

Hazır ekonomide düzlüğe çıkmak için tutum tedbirleri alınıyorken, ülkemizdeki en varlıklı yüzde 1’lik kesimden yüzde 1-2 servet vergisi alınsa.

Bu alt ve orta sınıfa da enflasyona karşı mücadelede ülkece birlik olduğumuz mesajını vermez mi?

***


BALIK YAĞI HERKESE FAYDALI MI?

Uzun senelerdir uzmanlar kalp damar hastalıklarının önlenmesinde, omega-3 yağ asitleri bakımından varlıklı balık yağı tüketimi öneriyor.

Sadece yeni bir araştırmada balık yağı takviyelerinin sıhhatli kişilerde kalp hastalıkları ve inme riskini artırabileceği ortaya çıktı.

Indepentend Türkçe’nin haberine gore Birleşik Krallık yurttaşlarının sıhhat verisini içeren geniş kapsamlı Biobank’ten 415 bin 737 kişinin verisini inceledi.

55 civarında olan iştirakçilerin ortalama 12 senelik verileri çözümleme edildi.

Bir kardiyovasküler hastalığı olmayan katılımcılarda tertipli balık yağı takviyesinin, atriyal fibrilasyon riskinin yüzde 13 ve inme riskinin de yüzde 5 artmasıyla ilişkili bulunduğunu buldu.

Öte taraftan balık yağı, kalp damar hastalığından muzdarip kişilerde ölüm riskini düşürebiliyor.

Derhal endişeye kapılmayın!

Mevzuyla ilgili bir uzman “Bu araştırmanın, tertipli balık yağı takviyesi alan kişilerde endişeye yol açmasına gerek yok. Fakat kalp ve dolaşım sistemi hastalıklarını önlemek için balık yağı takviyesi almaya başlamaya da yeşil ışık yakmıyor” diyor.

Özetle herhangi bir kardiyovasküler hastalığınız yoksa, tertipli beslenip, balık da yiyorsanız. O şekilde kafanıza gore kaşık kaşık balık yağı içmeyin.

Ekstradan balık yağı takviyesi almak istiyorsanız ilkin doktorunuzla konuşun!