ABD yönetimi, Enflasyonu Azaltma Kanunu (IRA) kapsamında, 14 Mayıs’ta Çin’in düşük fiyatlı ihracat faaliyetleriyle küresel piyasaları doldurarak ABD’nin tedarik zincirine, işletmelerine ve işçilerine bir tehdit oluşturduğu nedeni öne sürülerek Çin’den meydana getirilen 18 milyar dolarlık ithalata yönelik gümrük vergilerini artırma sonucu aldı.

ABD yönetimi, son haftalarda Çin’in temiz enerji üretimine yönelik yurt içi sübvansiyonlarına ilişkin endişelerini dile getirmişti. Bunun peşinden yönetim, Çin’den ithal edilen söz mevzusu ürünler üstündeki tarife oranını elektrikli araçlarda yüzde 100’e, elektrikli vasıta pillerinde yüzde 25’e, güneş hücrelerinde yüzde 50’ye, bazı çelik ve alüminyum ürünleri, tehlikeli sonuç minerallerde yüzde 25’e çıkarılacağını bildirdi.

Mevzuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Columbia Üniversitesi Küresel Enerji Politikası Merkezi Araştırma Görevlisi Adrian Duhalt, iki ülke arasındaki ticari çekişmenin devam etmesinin olası bulunduğunu belirterek, Çin’in yeni pazarlara önem vererek küresel enerji ticaretinde değişikliklere yol açabileceğini söylemiş oldu.

Çin’in açıkça enerji dönüşümüyle bağlantılı endüstrilerde mühim bir tesir sağlamaya çalıştığına işaret eden Duhalt, “Şimdi, ürünlerinin ABD’ye girmesini sınırlayan tecim engelleriyle karşı karşıya kalan Çin, bilhassa gelişmekte olan ülkelerdeki pazarlara girmeye ve varlığını pekiştirmeye yönelik faaliyetinde asla olmadığı kadar emin.” diye konuştu.

Duhalt, başka ülkelerin de ABD’nin izinden gitmesi durumunda enerji ticaretinde küresel çapta bir fiyat artışı yaşanabileceğine dikkati çekerek, “Bana öyleki geliyor ki, bu iki ülke arasındaki çekişme, her insanın enerji dönüşüm maliyetini artırma riski taşıyor.” dedi.

“TÜRKİYE BU DURUMU FIRSATA ÇEVİREBİLİR”

Türkiye Madenciler Derneği Çevre Koordinatörü Dr. Caner Zanbak da ABD’nin kendi üretimini korumak amacıyla almış olduğu bu kararlar karşısında Çin’in gelişmekte olan ülkelerle yapacağı yeni yatırımlar ve ticaretler dolayısıyla vergi artırımından minimal düzeyde etkileneceğini belirtti.

Söz mevzusu durumun büyük rekabet şeklinde seyretmeyeceğini ifade eden Zanbak, “Japonya, Cenup Kore ve Avrupa Birliği’nin (AB) dahil olacağı ülkeler, önümüzdeki 5 senelik süreçte, daha uygun pazar koşulları içinde rekabet etmeye başlayabilir. Şu anda bu çekişme sıcak görünüyor fakat Çin’in global hammadde tedarik mevzularındaki görünür üstünlüğü göz önüne alındığında, gelecekte yumuşayacaktır diye düşünüyorum.” değerlendirmesini yapmış oldu.

Zanbak, Türkiye’nin yaşanmış olan durumu fırsata çevirebileceğine dikkati çekerek, “Bilhassa, Türkiye güneş panelleri üretimini artırarak ABD ve AB üyesi ülkeler şeklinde pazarlarla özgür tecim işbirliklerine girerse rahatça bu ülkelere de satış yapabilir.” ifadelerini kullandı.