AK Parti, son MKYK toplantısından da yansıdığı suretiyle seçim neticeleri üstündeki değerlendirmelerini sürdürüyor. Ani, şok, köktencilik değişiklik yerine soğukkanlı, gerçekçi, zamanı birikimi göz ardı etmeyen bir model üstünde çalışıyor. Şu yada bu isme dokunulmasını, “değişiklik” olarak düşünenlerin aksine kurum felsefesinden neşet, Türkiye Yüzyılı hedefini merkeze alan orta-uzun vadeli bir süreç yönetimi söz mevzusu. Aslına bakarsan, yalnız isimlere dayalı tercihlerin geçici “değişiklikten” öte anlamı da olmaz.

Bugünkü şartları dünden ayıran en mühim husus ise mahalli seçim neticeleri ile ilgili. Daha açıkçası Kasım 2002’den bu yana AK Parti’nin ilk kez bir seçimden, ikinci parti olarak çıkmasıyla bağlantılı. Bunun bir benzeri Haziran 2015’te yaşanmıştı. Fakat o -genelseçimden, tek başına iktidar çoğunluğu elde edemese de AK Parti açık ara birinci çıkmıştı. Kaldı ki Kasım 2015 seçimleri hem siyasal ve ekonomik istikrar, hem de güvenli ve rahat bir ülkede yaşamı sürdürmenin kıymetini bir kez daha algı için AK Parti’nin sistem açısından tehlikeli sonuç önemini teyit etmişti.

***

Hali hazırda “mahalli seçimde” CHP’nin ulaşmış olduğu performansı abartılı halde yorumlayanlar, tehlikeli bir şekilde “mahalli iktidar” tanımlamasını kullanıveriyorlar. Merkezi iktidaryerel iktidar ayrımı görünüşte CHP kurmay aklını doygunluk ediyor görünse de özünde siyasal hatta bölgesel ayrışma arayışında olanları da cesaretlendiriyor!
Oysa CHP yönetiminin rasyonel kanadı, erişilen oy oranının bir “siyasal kredi” bulunduğunu kabul ediyor. Bu yüzden “siyasette yumuşama” iddiasını kurumsallaştırmaya, toplumun değişik kesimlerindeki CHP tereddüdünü gidermeye çabalıyor. CHP açısından, kimlik siyasetinden uzaklaşarak toplumun değişik katmanlarına erişmek (emekliler, atanamayan öğrenmenler vb.) onların sorunlarını meydanlarda dile getirmek, hafızalarda derin izler bırakan CHP zihniyetini silmenin de bir aracı. Ana amacı politik fakat görünüşteki söylemi apolitik olan bu tarzın sürdürülebilirliği ile samimiyeti CHP için en büyük imtihan olacak.

***

AK Parti’ye yeniden dönecek olursak
Gelecek hafta yapılacak kampın, öncekilere kıyasla daha mühim neticeler vereceğini söyleyebiliriz. Niçin? Bu sebeple seçim neticeleri içselleştirildi, ilk anlardaki moral bozukluğu havası dağıldı ve ileriye bakma eğilimi pekişti. Bu aşamada kırılgan ölçü, değişimin zamana yayılmasının yaratacağı fırsat ve risklere odaklı. Fırsat penceresi, AK Parti değişiminin kırıp, dökmeden başarılabilecek olması. Risk kısmı ise değişiklik bekleyen kitlelerin süre geçtikçe talebinin zayıflaması, aradaki boşluğu ise muhalefetin doldurması ihtimali.
Gelinen aşamada
Güncel meselelerin çözümü yanında AK Parti’nin “yeni bir hikâye yazması” icap ettiğini savunanlar çoğunlukta. Çeşitli vesilelerle yazdık, yeniden etmekte sakınca yok. Reçete, AK Parti’nin isminde
Tasavvufun seçkin isimlerinden Niyazi Mısri‘nin söylediği benzer biçimde…
“Dermân arardım derdime derdim bana dermân imiş
Bürhân sorardım aslıma aslım bana bürhân imiş!”
Hakkaniyet ve Kalkınma… Bu iki siyasal kaldıraç, AK Parti’nin de aslı. Alınacak her tedbirin, atılacak her adımın hakkaniyet ve kalkınmayla bağları kurulduğunda aşılamayacak engel yok…