Netflix iyice Türkiye karşıtı propagandaların dijital üssü haline geldi. Son icraatları ise Üç Cisim Problemi adlı dizide bir PKK/ YPG teröristini dünyayı kurtaracak üç insandan biri olarak göstermek oldu.

Dizi; bilim/ kurgu, felsefe ve polisiye tarzlarını bir araya getiriyor. Uzaylılarla kurulan temas, yerleşik tüm fizik kurallarını alt üst ediyor ve insanlığı 400 yıl sonrasında gerçekleşecek dünyalar harbinde büyük bir çıkmaza sürüklüyor vs…

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki muhteşem görüşmede ise dünyayı kurtaracak ve üç büyük cisim problemini çözecek üç şahıs içinde “Profesör Leyla Arıç” adıyla biri tanıtılıyor. Kürsüye gelen kır saçlı, PKK üniformalı hanım için “Dünyayı kurtaracak üç Wallfacer’dan (Kurtarıcı) biri. Rakka’da İŞİD’e karşı büyük kahramanlık gösterdi. Asimetrik cenk mevzusunda büyük başarılar kazanmış bir uzman” deniliyor. Hatta Avrupa’daki üniversitelerin yurtlarında bu kahramanın (!) posterinin asılı olduğu söyleniyor.

İşin garip tarafı ise dizinin esasını oluşturan ve Fazlaca Satanlar arasına giren Cixin Liu’nun kitabında bu şekilde bir karakterin bulunmaması. Kısaca bu düşsel karakter diziye “bilhassa” ve “belli bir amaca hizmet etmek için” sonradan eklenmiş. Hangi amaca? PKK’nın Ortadoğu’daki aşırı İslami gruplara karşı savaşım eden “pir-i temiz bir teşkilat” olduğuna herkesi inandırmaya… Böylece, aslen kan emici, dünya barışını tehlikeye düşüren bir terör örgütü olan PKK/YPG’ye yaptıkları tabanca yardımını aklamaya…

Durum, “Alt tarafı bir takım işte” boyutunu çoktan aştı. Artık zehir saçan dijital platformlara çeki seviye vermenin vakti geldi de geçiyor bile…

Niçin hep Esenyurt?

Gazetelerin, bültenlerin kriminal vakalarında İstanbul Esenyurt hep başrolde. Katliam, yaralama, silahlı çatışma, komşu kavgası, gasp, adam kaçırma vs. hep bu semtte meydana geliyor. Türkiye’nin coğrafi kabahat haritasında Esenyurt kıpkırmızı…

Geçenlerde Hakan Ural ekranda şu şekilde diyordu: “Esenyurt’ta sokağa çıkacaksanız kask giyinin, zırh kuşanın…” Peki niçin burası Türkiye’nin Harlem’i haline geldi? Memlekette bu kadar sosyolog ve cemiyet mühendisi bulunduğunu iddia eden bunca zevat varken bir şahıs de çıkıp bilimsel açıdan bu durumu incelemez mi yahu?..

Bayramda gene nöbetçiyiz

Yakından Kumanda geleneği bu bayramda da bozulmuyor. Bu yıl da ilk gününden son gününe kadar tüm bayram süresince köşemiz, “medyanın nöbetçi köşesi” olarak açık duracak. Esasen başka şansım da yok. Kısacık yaz tatillerimin sonunda bile okurlarımdan “Niye tatilde de yazmadınız?” diye azar işittiğim için yazmamak benzer biçimde bir lüksüm bulunmuyor. Anlayacağınız, Yakından Kumanda bağımlılığından mustarip olanlara daha çok yoksunluk çektirmek istemiyorum şu demek oluyor ki…

Benimki tatlı bir latife doğal ki… Ağzınızın tadı bozulmasın, şeker benzer biçimde bir bayram geçirin inşallah.

Gaf kürsüsü

Datça Belediyesi’ndeki devir teslim töreninde eski başkan Gürsel Uçar’ın “Belediyeye her aldığımız şahıs CHP’lidir. Bir CHP’linin kim olursa olsun bir faşiste başkanım demesine gönlüm razı olmazdı” şeklindeki sözleri büyük tepki görmüş oldu.

Zap’tiye

Ünlülerin bayramda alacakları konser ücretleri dudak uçuklattı. Bayram bir kez daha yalnız “sahnelere” geldi…

Ne demiş?

Kıymetli okurum Ali Aktulga not etmiş: Teşkilat dizisinde Almanya’da kendisinden kaçmaya çalışan ajanın karşısına asla ummadığı anda çıkan Ömer’in sözü ilginçti: “Türklerden kaçıyorsan Almanya saklanılacak bir yer değil. Zira, burası bizim için deplasman değil.”