Baz tesiri sebebiyle senelik enflasyon artışı minimum bir ay daha sürecek. Projeksiyonlar, enflasyonun yılı yüzde 43-45 civarında kapatabileceğine işaret ediyor. Enflasyon ateşinin sönmesi tüketim harcamalarının yavaşlamasına bağlı

Nisan ayı enflasyonu piyasa beklentilerine paralel gerçekleşti. Aylık yüzde 3.18 oranında artan enflasyon, senelik bazda yüzde 69.8’e ulaştı. Alkollü içecekler&tütün, hizmetler, ev eşyası ve giyim-ayakkabı, genel enflasyon eğiliminin üstünde fiyat artışları yaşayan kalemler olarak dikkat çekiyor. Yüzde 2.78 olan besin enflasyonu, manşet enflasyonun peşinde kaldı. Fakat besin enflasyonu halen küresel ortalamaların üstünde. FAO’nun açıklamış olduğu küresel besin tutarları endeksi nisan ayında bir tek yüzde 0.3 oranında arttı.

Mayısta aylık enflasyonun gene yüzde 3’ler seviyesinde gelmesi olası. Mayıs 2023’te aylık enflasyon yüzde 0.04’tü. Dolayısıyla baz tesiri sebebiyle senelik enflasyon artışı minimum bir ay daha sürdürecek. Mayısta senelik enflasyonun yüzde 72-73 seviyesini görmesi umut ediliyor.

Tahminler haziran ayından itibaren senelik enflasyonun düşüşe geçeceği yönünde. Mevcut projeksiyonlar, enflasyonun yılı yüzde 43-45 civarında kapatabileceğine işaret ediyor.

TÜKETİMİ SOĞUTACAK

Enflasyonun ateşinin sönmesi tüketim harcamalarının yavaşlamasına bağlı. Fakat talep tarafındaki veriler halen karışık. Kredi kartı harcamaları son 1.5 aydır düşüş eğiliminde. Otomobil satışlarında da gerileme var. Bununla beraber, toplam tüketim malı ithalatı nisanda senelik yüzde 34 arttı.

Arz şu ana kadar öğrenci kıyasla sıkı para politikasından daha çok etkilenmiş durumda. Bu eğilim enflasyonla mücadeleyi zorlaştırıyor. İç talepteki yavaşlamanın mahalli seçimlerden sonrasında belirginleşmesinin daha ihtimaller içinde bulunduğunu önceki yazılarda birkaç kez not etmiştim.

Mevduat faizleri ve kredi kartı faizlerindeki artışların gelecek aylarda tüketimi daha hissedilebilir derecede soğutması umut ediliyor.

FED SÜREKLİ ÖTELİYOR

Amerikan Merkez Bankası Fed, bu yıla toplamda altı faiz indirimi öngörerek başlamıştı. Fakat bugün gelinen noktada tek faiz indirimini zorla yapabilecek benzer biçimde duruyor. Eğer gerçekleşirse, o faiz indirimi de büyük oranda zevahiri kurtarmak amacıyla yapılacak. ABD’de enflasyon oranı yüzde 3’ün altına gerilese de hedefteki yüzde 2’ye doğru düşüşünü sürdüremedi. Manşet enflasyon yüzde 3.5, kişisel tüketim harcamalarındaki artış oranı ise yüzde 2.8 seviyesinde. İktisadi aktivite ise halen kuvvetli. ABD, G-7 içinde açık ara en yüksek gelişme oranına haiz ülke. İşsizlik oranı yüzde 4’ün altında. Doğrusu ekonominin fazlaca süratli bir faiz indirimine ihtiyacı yok. ABD’de para politikası sıkı. Maliye politikası ise halen gevşek. Washington yönetimi fazlaca uzun süreden beri görülmeyen oranda endüstri ve teknoloji yatırımlarına teşvik veriyor. Bunun bir numaralı sebebi, Çin’e olan bağımlılığı azaltmak. Enflasyondaki düşüşü yavaşlatsa dahi ABD’nin mevcut maliye politikası tercihlerinin yanlış bulunduğunu düşünmüyorum. Çin’le daha iyi rekabet etmek için bu teşvikler gerekliydi. Buradaki hatalı tercih, Fed’in faiz indirimlerine yönelik beklentiyi fazlaca yükseğe çekmesiydi. 2024’te toplam altı faiz indirimi yerine beklentileri üç faiz indirimi üstüne şekillendirebilirdi. Bu faiz indirimlerinin de sonbahardan ilkin gelmeyeceğine yönelik sinyal gönderebilirdi. Fed piyasalarla iletişimde bu sefer iyi bir imtihan vermedi. Fed, faiz indirimlerindeki ötelemeyi piyasaların daha kolay hazmetmesi için ilave bir hamle yapmış oldu. Bilanço küçültme hızını düşürdü. Bu da piyasalarda daha çok likidite kalacağı anlamına geliyor. Faizlerin öngörülen hızda gerilemeyecek olması gelişen ülkeler için fena haber. Likidite ayarlaması ise pozitif yönde bir gelişme. Gene de likidite hamlesinin gelişen ülkeler için tesiri faiz indirimlerinden beklenen etkiye kıyasla düşük kalabilir.