Siz enseyi karartmak için fırsat kollayanların kara propagandalarına bakmayın. Bu ülkenin geleceği oldukca parlak.

Niçin mi içim bu kadar umutla doldu? Aşağıda sıralayacaklarımın hepsi bigün içinde gerçekleşti de ondan.

1- ABD, emin dış politikamızdan etkilenip ilk kez “Bölgedeki tüm terör örgütlerine karşı tavır koyacağını ve bu mevzuda Türkiye ile ortaklaşa iş içinde olacağını” deklare etti. Nihayet…

2- Internasyonal kredi değerlendirme kuruluşu Fitch, 12 yıl sonrasında Türkiye’nin kredi notunu yükseltti. Her fırsatta moralimizi bozmaya çalışan Fitch, çok açık ki uzun vadeli iktisat programımızın başarıya kavuşacağına ikna oldu.

3- Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ateşkes ve sulh mevzusunda takvim belirlemek suretiyle Türkiye’ye geldi. Görünen o ki, Rusya ile Ukrayna içinde bir sulh olacaksa, bu Türkiye yardımıyla gerçekleşecek.

4- Roketsan tarafınca geliştirilen Atmaca Füzesi, Kale Ar-Ge tarafınca geliştirilen Türkiye’nin ilk yerli ve ulusal turbojet motoru (KTJ-3200) ile meydana gelen atışta, hedefini tam 12’den vurdu.

Bunca başarıyı aynı gün yaşayabilen başka ülke var mı? Türkiye’m adına gururla, onurla, ümit beslemeyeyim de ne yapayım?

“Eleştirmen olacaksınız” diye dolandırdılar

Olacak iş mi? “Filmlere yorum yapmak suretiyle para kazanabilirsiniz” vaadiyle 23 ilde 18 kişiyi 6 milyon lira dolandırdığı belirlenen 8 kişi, Karabük ve İstanbul’da düzenlenen operasyonlarla yakalandı.

Düşünebiliyor musunuz, sırf eleştirmen olabilmek için adam başı averaj 260’şar bin lirayı dolandırıcıların eline tıkır tıkır saymışlar.

Beyazperde ve dizi eleştirmek için ülkemin insanının bu denli fedakarlığı (!) göze alması beni duygulandırdı. Fakat keşke oldukca kazançlı bir iş olduğuna ikna edilmeden ilkin maaş bordromu görselerdi…

Heykel yapamıyoruz!

İşinin ehli kıymetli heykeltıraşlarımızı tenzih ederek başlığı tekrarlıyorum: Heykel yapamıyoruz.

Memlekette meydana getirilen Mustafa Kemal Atatürk heykellerinin yüzde 80’i Mustafa Kemal Atatürk’e benzemiyor. Şunu söylemek zorundayım: Yaptığınız bir portre, soyut emek harcama değil. Bundan dolayı yorum katamazsınız. En azından kabul edilebilir oranda aslına benzetmek zorundasınız.

Heykel mevzusundaki başarısızlığımız bu kez de ulusal voleybolcumuz Eda Erdem’in Kadıköy’e dikilen heykelinde kendini gösterdi. Heykel o denli erkeksiydi ki, ilk gördüğümde Eda’nın antrenmanı olduğundan o pozu amca oğlunun verdiğini sandım. Dünyanın güzelliğine fanatik olduğu, salonların en güzel ve zarif hanımlarından birini böylesine kaba bir halde yontmak da ayrı bir hüner olsa gerek.

Toplumsal medyadaki yorumlar ise benimkinden oldukca daha sertti. Bir kullanıcı, heykel görüntüsünün altına “Yanına bir de pisuvar yapsaydınız bari” diye yazdı.

Gaf kürsüsü

Dünyanın en kaba sorusuna verilen en kibar yanıt: Yapıt Yenenler: “Ok atarken niye kekelemiyorsun?” Mete Gazoz: “Ok atarken konuşmuyorum ki!..”

Zap’tiye

115 dakika devam eden Fenerbahçe – Pendikspor maçında top bir tek 47 dakika oyunda kalmış. Benden çalınan 68 dakikanın parasını Digitürk’ten talep ediyorum.

Ne demiş?

“Şu anda çalıştığım yerde 7 tane yeni başlamış olan, bu sektöre özendiği için gelen kız bulunduğunu biliyor musunuz? İnci Taneleri’nin insanları etkilediğine yüzde yüz inanırım.” (Elips TV’den Ateş Çatıkkaş’a konuşan konsomatris A.Y.’nin sözleri)