HSBC bugün yayınladığı Türkiye raporunda, ekonomide yumuşak inişin öncelik olmaya devam edeceğini öngören HSBC, “Bu da dengesizliklerin yavaş düzeleceği anlamına geliyor. Daha çok sıkılaştırma ekonominin daha süratli bir halde soğutulmasına destek olacaktır, sadece daha kademeli bir yaklaşım beklemeye devam ediyoruz” dedi.

Türkiye ekonomisi için 2024 ve 2025 gelişme tahminlerini yüzde 2,5 ve 3,5’ten 3,1 ve 3,6’ya revize eden HSBC, 2024 sonu enflasyon tahminini de yüzde 47,9’dan 49,4’e çıkardı. 2025 sonu için enflasyon beklentisini yüzde 29 olarak korudu.

Gösterge faiz oranının bu yıl %45’te durağan(durgun) kalmasını bekleyen HSBC. “Baz senaryomuzun etrafındaki riskler hala daha çok artışa eğilimli. Enflasyon tahminlerimiz göz önüne alındığında, faiz indirimi için yalnızca 25 ilk çeyrekten itibaren alan görüyoruz” dedi,

2024-2025 yıllarında tahmini GSYH’nin ortalama %2,5’ine karşılık gelen averaj 30 milyar ABD Doları cari açık görmeye devam ediyoruz. Geçen yılki siyaset değişikliğinden sonrasında finansman mevcudiyetinde belirgin bir iyileşme olsa da, riskler devam etmektedir.

Bu yıl daha ufak bir mali açık bekliyoruz (GSYH’nin %6,5’ine karşılık daha ilkin %7,1). Bununla beraber, mahalli seçimlerden sonrasında vergi artışları, harcama kısıtlaması yada her ikisi yöntemiyle mühim bir mali konsolidasyon görmeyi beklemiyoruz

HSBC’nin değerlendirmeleri şöyleki:

Bu raporda makro çerçevemizde ufak revizyonlar yapıyoruz, sadece birikmiş dengesizlikler için uzun bir ayarlama süreci öngörmeye devam ediyoruz. Erken gevşeme yada daha geleneksel olmayan siyaset önlemlerine kısmi bir dönüş, son dönemdeki kazanımların bir kısmını riske atacaktır.

2024-2025 yıllarında tahmini GSYH’nin ortalama %2,5’ine karşılık gelen averaj 30 milyar ABD Doları cari açık görmeye devam ediyoruz. Geçen yılki siyaset değişikliğinden sonrasında finansman mevcudiyetinde belirgin bir iyileşme olsa da, riskler devam etmektedir.

Bu yıl daha ufak bir mali açık bekliyoruz (GSYH’nin %6,5’ine karşılık daha ilkin %7,1). Bununla beraber, mahalli seçimlerden sonrasında vergi artışları, harcama kısıtlaması yada her ikisi yöntemiyle mühim bir mali konsolidasyon görmeyi beklemiyoruz”