Kaplumbağa terbiyecisi hikayesi nedir mevzusu, bilhassa üniversitelerin Sanat Zamanı bölümlerinde Türk İslam sanatının en başından geç Osmanlı sanatına ve sonrasında da günümüz uygar sanatına kadar detaylıca incelenmektedir. İncelenen bu alanlar ise toplumun ulaşabileceği web şeklinde alanlar da paylaşılmaktadır. Buna bağlı olarak kaplumbağa terbiyecisi tablosu ne konu alıyor sorusuna kolaylıkla cevap bulunabiliyor. Isterseniz, Kaplumbağa Terbiyecisi nin sırtındaki kabuk ne ifade etmektedir, beraber inceleyelim…

Kaplumbağa Terbiyecisi Hikayesi Nedir?

Osman Hamdi Bey’in Kaplumbağa Terbiyecisi eseri hem Osmanlı, hem de Türk fotoğraf sanatı tarihinin en önemli ve en kıymetli eseri olarak bilinmektedir. Tabloda kaplumbağa terbiyecisi olarak gördüğümüz figürün Osman Hamdi Bey’in kendisi olduğu da bilinenler arasındadır. Pek oldukça yaratı şeklinde bu tablonun da yapıldığı tarihten bu yana başından geçen bir ekip vakalar mevcuttur. Buna bağlı olarak bu tablo hakkında tek bir öykü yerine birden fazla öykü açıklaması bulunuyor. Fakat en bilineni ve en doğru sayılabilecek öykü şu şekilde özetlenebilir;

1960 senesinde, Mustafa Cezar adındaki Sanat Tarihçisi bir araştırma yapar ve bu araştırmanın sonucunda İstanbul Şişli kentinde mühürlenmiş bir konak içinde sanatla alakalı açıdan yüksek kıymetli eserler bulunduğunu öğrenir. Bu köşkün sahibi ise Saim Birkök ismindeki meşhur bir iş adamıdır. Mustafa Cezar; askerlik arkadaşının oğlunu evlatlık alan Birkök’ü konağın kapılarını açtırması için iknaya gittiğinde Birkök, evlatlık oğlunu öldürmüş olduğu için hapishanede yatmaktaydı. Birkök konağın kapılarını açtırdı. Kaplumbağa Terbiyecisi tablosu da bu konaktan 40 eserle beraber çıkarılarak Fotoğraf ve Heykel Müzesi’ne devredildi. 20 yıl sonrasında ise açık artırma ile 1 milyon dolar karşılığında işadamı Erol Aksoy’a satılarak İktisat Bankası’nın koleksiyonuna eklenmiş olur. İktisat Bankası 2004 senesinde batkı ettiğinde bu tabloya TMSF tarafınca el konuldu ve 1.95 milyon liralık başlangıç tutarı ile ihaleye çıkarıldı. Pera Müzesi ve İstanbul Çağıl içinde 5 milyon liraya kadar çıkan müzayede vesilesi ile bu tablo ülkemizin en pahalı tablosu olarak ifade edilmiştir.

Kaplumbağa Terbiyecisi Tablosu Hikayesi Ne Konu alıyor?

Sanat Zamanı içinde bulunan ve çeşitli uygarlıklar ile toplumların kültür sanat faaliyetlerinin birer ürünü olarak ortaya çıkan sanat eserleri; çeşitli kaygılar ile yapılmıştır. Ek olarak bir ileti verme güdüsü de barındırabilen bu eserler, içinde birer öykü de barındırabilmektedir. Türk İslam sanatının geç dönem örneklerinden olan ve daha oldukça Osmanlı’nın uygar fotoğraf sanatına bir örnek olarak gösterilebilecek olan Kaplumbağa Terbiyecisi tablosunun da normal olarak bir hikayesi vardır. Bu tablonun hikayesi özetlemek gerekirse şu şekilde örneklendirilebilir;

Osman Hamdi Bey, yaşamını insanları eğiterek, resimleri ile sanata yakınlaştırmayı dert edinmiştir. Bu sebeple eğitip değiştiremediği insanların varlığı sebebiyle evcilleştirilemeyen kaplumbağalara ilgi duyduğu ifade edilmiştir. İki değişik versiyonu olan Kaplumbağa Terbiyecisi eserinin ikinci tablosunda Osman Hamdi Bey’in değişik bir detayı gösterdiği belirtilmiştir. İlk eserde konumlanan kaplumbağalar beş, ikinci eserde konumlanan kaplumbağalar ise cam önüne bir su kabu dahil edilerek altıya çıkmıştır. İkinci tabloda dikkat çeken ve pek önemli olan nokta ise “yüreklerin şifası Hz. Muhammed (sav) ile buluşmaktır” yazısı daha net şekilde yazılmıştır. Osman Hamdi Bey, bu sözle yaşamın yoruculuğunu, haiz olduğu data ve birikimini kaplumbağa olarak tasvir etmiş olduğu kişiye aktarmayı amaçlamıştır. Pencere içinden süzülen ışığın gelecek zamandan gelen bir ışık bulunduğunu ve yalnızca geleceğe yönelik bir yaşam sürmenin mantıklı bulunduğunu ifade etmiştir.

Kaplumbağa Terbiyecisi Tablosu Neyi İfade Ediyor?

Osman Hamdi Bey; Kaplumbağa Terbiyecisi eserine; Bursa Yeşil Camii ziyaretleri esnasında kaplumbağa terbiyecilerini çizerek başlamış ve eseri kendi atölyesinde tamamlamıştır. Bu tablonun neyi ifade ettiğine dair birden fazla iddia bulunuyor. Birincisi; kendisini Derviş olarak tasvir eden Osman Hamdi Bey, emek verme dostlarını yavaşlıklarından dolayı eleştirerek onları ise kaplumbağa olarak tasvir etmiş ve eğitmeye çalıştığını göstererek resmetmiştir. İkinci iddiaya gore ise; gene kendisini derviş ve kaplumbağa terbiyecisi olarak tasvir eden Osman Hamdi Bey, bu sefer kaplumbağaları halk olarak göstermiştir ve halkı, sırtında ve elinde görünen enstrümanla kısaca sanatla eğitmeye iş koşturmacasındadır.