G-20 ve OECD üyesi 40 önde gelen ülke için GSYH büyümesinin sürdürülebilir ve kabul edilebilir düzeyde olmasının dört mühim boyutu var. İlki, dünya mal ve hizmet üretimindeki payını, ağırlığını, önemini sürdürmek. Mal ve hizmet üretiminde iddiasını sürdüren bir iktisat olmanız, küresel tedarik zincirinde ‘güvenilir liman ülke‘ olmanız anlamına da gelir. Türkiye uzunca bir süredir bu mevzuda kendini kanıtlamış, markalaşmış, tescillenmiş bir ülke. Nitekim, küresel virüs salgını ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nın tetiklediği tüm ekonomik belirsizliklerin ortasında, aralıksız tedariğini sürdürdü.

Pozitif büyümenin her ülke ekonomisine sağlamış olduğu ikinci avantaj ise küresel, bölgesel ve mahalli şokları absorbe etme kabiliyetidir. Türkiye, 14 çeyrektir aralıksız devam eden pozitif gelişme başarısı ile, bir tek virüs salgınının ve Rusya- Ukrayna Savaşı’nın sebep olduğu küresel şokları değil, Ortadoğu’da bugün gözlenen bölgesel şokları ve 6 Şubat depremlerinin sebep olduğu şokları da başarıyla yönetmesini bildi. Küresel düzeyde başarı göstermiş gelişme performansını sürdürebilmenin üçüncü avantajı ise istihdam kabiliyetlerini kuvvetli tutmaktır. Türkiye şeklinde genç nüfusu olan bir ekonomide, küresel ekonomide yaşanmış olan tüm zorluklara karşın, yeni istihdam imkanlarını aralıksız oluşturabilmek ve son 3 yılda işsizlik oranını azaltmayı başarmak, gelişme başarısıyla sağlanmakta.

Nitekim, 2023’ü % 4.5 gelişme ile tamamlama başarısı, Türkiye’yi OECD’de ikinci sıraya taşımış durumda. Türkiye, tüm küresel jeopolitik ve jeoekonomik belirsizlik ve tehditlere karşın, uzunca bir dönemdir hem OECD, hem de G20 ülkeleri içinde GSYH büyümesinde ilk 3’te olmayı başarmayı sürdürüyor. Üstelik, OECD ülkelerinin 2023 gelişme averajı bir tek yüzde 1,6 iken. Makul ve sürdürülebilir büyümenin dördün avantajı ise kamu maliyesi disiplini. Kuvvetli pozitif gelişme, bununla birlikte Türkiye Ekonomisi’nin AB bütçe açığı kriterleri ve kamu borç stoku kriterleri açısından ‘nadir’ başarı göstermiş ülkeler içinde yer almasını da sağlıyor. OECD ve G20 üyesi 40 önde gelen ülke içinde en iyi bütçe dengesi ve kamu borç stoku olan ilk 5 iktisat arasındayız. Küresel büyümede başarılarımızla ‘değişik’ bir noktada olduğumuzu bilelim.