“MAKRO FİNANSAL İSTİKRARI GÜÇLENDİRECEK ŞEKİLDE SADELEŞMEYE GİDİLDİ”

Mektupta, 2023’ün haziran ayında Para Politikası Kurulu’nun (PPK), dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın denetim altına alınması için kuvvetli bir parasal sıkılaştırma sürecinin başlatılmasına karar verilmiş olduğu anımsatıldı.

Bu çerçevede, haziran-aralık döneminde siyaset faizinin toplamda 34 puan artırılarak yüzde 8,5 düzeyinden yüzde 42,5’e yükseltildiği hatırlatılan mektupta, şunlar kaydedildi:

“Parasal sıkılaştırmayla eş anlı olarak, makroihtiyati çerçevede, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleşmeye gidilmiştir. Parasal sıkılaştırma ek olarak, seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma adımları ile desteklenmiştir. 2023’ün üçüncü çeyreğinde, yurt içi talepte süregelen kuvvetli seyrin birikimli tesirleri, vergi ayarlamaları, döviz kuru gelişimleri, ücret artışları, hizmet enflasyonundaki katılık ve ham petrol fiyatlarındaki ani yükseliş enflasyon dinamiklerinde etkili olmuştur. Ek olarak, tüm bu gelişmelerin kısa bir süre zarfında aynı anda gerçekleşmesinin fiyatlama davranışlarında oluşturduğu ilave bozulma sebebiyle de enflasyon terfi etmiştir. Bu gelişmeler çerçevesinde enflasyon, haziran-eylül ayları içinde 23,3 puan artarak yüzde 61,5 seviyesine ulaşmıştır. Bu artışın 4,7 puanı, vergi dahil kur tesiri hariç olmak suretiyle, akaryakıt fiyatlarındaki gelişmelerden, 3,8 puanı döviz kurundaki yükselişten, 2,8 puanı akaryakıt haricindeki vergi artışlarından kaynaklanmıştır. Ücret artışı ve talebin halen oldukça kuvvetli olduğu bu zamanda, şokların bir arada gerçekleşmesinin fiyatlama davranışında oluşturduğu ilave bozulmanın ise enflasyon üstünde 10,0 puan artırıcı yönde tesiri olmuştur. Bunların dışındaki faktörlerin tesiri ise toplamda 2,0 puan ile sınırı olan kalmıştır.”

Parasal sıkılaştırmanın ilk etkilerinin finansal koşullar üstünde gözlendiği, kısmen talep koşullarına da yansımaya başladığı belirtilen mektupta, “Senenin ikinci yarısında, dış finansman koşullarının belirgin şekilde iyileştiği, rezervlerin istikrarlı artış kaydettiği, talep koşullarının cari işlemler açığına yansıyacak şekilde güç kaybetmeye başladığı, Türk lirası mevduat payının yükseldiği, Türk lirası varlıklara yurt içi ve yurt dışı talebin güçlenerek arttığı gözlenmiştir. Tüm bu gelişmeler para politikasının etkinliğine katkıda bulunmuştur.” ifadelerine yer verildi.