Bursa’da vazife meydana getiren Ebe Songül Kara, 18 yaşlarında başladığı mesleğinde 30 yılı geride bıraktı. Kara, 8 bine yakın bebeğin dünyaya gözlerini açmasına ve annelerinin yaşamış olduğu heyecana tanıklık etti.

Sıhhat Meslek Lisesini bitirdikten sonrasında 1993 senesinde Aksaray merkeze bağlı Kutlu köyündeki sıhhat ocağında mesleğe süregelen 49 yaşındaki 2 çocuk anası Ebe Songül Kara, ortalama 3,5 senenin peşinden atandığı Aksaray Hanım Doğum ve Çocuk Hastanesi’nde 2 yıl vazife yapmış oldu.

Eş durumu tayiniyle 1998’de geldiği Bursa’da senelerce Zübeyde Hanım Doğumevi Hastanesi’nde çalışan Kara, bu sıhhat kuruluşunun 2019’da kapatılmasının peşinden taşındığı Bursa Kent Hastanesinde doğumhane sorumlusu olarak görevine devam ediyor. Mesleğinin 31’inci senesinde olan Ebe Songül Kara,  girmiş olduğu ilk doğumu unutamadığını açıkladı.

Kara, ilk vazife yeri olan Kutlu köyünde mesleğe başladıktan 15-20 gün sonrasında bir anneye evinde doğum yaptırdığından söz ederek şunları söyledi; “Acaba yapabilecek miyim, yapamayacak mıyım, neyle karşılaşacağım? İnsanları tanımıyorum. Birazcık da onun korkusu var. Yaşım 18, fazlaca heyecanlıyım. Doğum oldu, bebek de anne de oldukça iyi. Bebeği sardık sarmaladık, annenin yanına verdik. 3 gün stresten midem ağrımıştı fakat sonrasında ben o köyde 3,5 yıla yakın çalıştım. Onlarca defa evde doğuma gitmeye başladım. O heyecanım, o stresim yavaş yavaş kalmamaya başladı. Doğal ki aslen bizim için her doğum yeni bir coşku. Zira neyle karşılaşacağını, başına ne geleceğini bilmiyorsun ve köy şartlarında tek başınasın. Yapabileceğin hiçbir şey yok. Kendin karar vermek zorundasın. O seneler zordu, keyifliydi, o kadar da heyecanlıydı. Benim için o yüzden fazlaca hususi.”

“Sevdiğim için 31’inci yılımda devam ediyorum”

Meslek yaşamının 28 yılını doğumhanelerde geçirdiğini ve fazlaca yoğun hastanelerde çalışmasından dolayı şu ana kadar ortalama 8 bin doğuma girdiğini söylemiş oldu.

Ebe Songül kara, her doğumun ebeler için yeni bir coşku bulunduğunun altını çizerek; “Bebek doğduğu süre onu ilk gören, ona ilk temas eden, ilk göz göze gelen sizsiniz. Annenin ilk heyecanını, ilk sevincini yaşayan da sizsiniz. Bu inanılmaz güzel ve coşku verici bir duygu. Esasen bu mesleği sevmeden hiçbirimiz yapamayız. Sevdiğim için 31’inci yılımda devam ediyorum. Bebeğin ağlamasını, annenin sevincini görmek fazlaca güzel bir duygu.” ifadelerini kullandı.

Dünyanın en eski mesleklerinden birini meydana getiren ebelerin genel anlamda mutlu anlara tanıklık ettiğini aktaran Songül ebe, doğum anında kimi süre gerçekleşen bebek ölümlerinin hastane çalışanlarını derinden etkilediğini açıkladı. Görevlerinin yalnızca doğuma girmekle sınırı olan olmadığını aktaran kara, şu açıklamayı kaydetti; “Doğum öncesinde takibe başlıyoruz. Bizimle birlikte doğum gerçekleşiyor. Doğum sonrası takibini yapıyoruz. Ayrıca bebeğin de takibini yapıyoruz. İlk 1 saatte bebeğin anneyle ten tene temasını gerçekleştiriyoruz. Emzirmenin iyi mi olacağını, anne sütünün önemini anneye anlatıyoruz. Öz bakımıyla ilgili detayları veriyoruz. Daha sonrasında anneye aile planlamasıyla ilgili detayları veriyoruz. Taburculuk sonrasında eğitimlerini veriyoruz ve bizlerden sonrasında da hastalarımız doğum servisine geçiyor. Orada da aynı şekilde taburculuk eğitimleri veriliyor. Bebek bakımıyla, yeni tabiatın bakımıyla ilgili bilgiler veriliyor, eğitimler yapılıyor. Anneyi biz öyleki taburcu ediyoruz fakat sonrasında bizlere başvurabileceği numaraları veriyoruz.”

Kara, ebelik yapmak isteyenlerin ilk olarak mesleği sevmesi, “Ben olsam ne yapardım?”, “Ben olsam ne arzu ederdim?” diye anne talibi ve anneyle empati kurması icap ettiğini altını çizdi. Sevmeden, istemeden bu işin yapılamayacağına değinen Kara, “Doğum yaptırmanın stresi, sorumluluğu fazlaca fazla. Dışarıdan görünmüş olduğu şeklinde değil. Doğurttuk bitti, öyleki olmuyor. Bunu hakikaten sevmiş olarak ve isteyerek yapmalı ve asla ‘yoruldum’ dememeli.” diye konuştu. (AA)