SORU HAVUZUNDAN KAPALI MATBAAYA

Bayram Ali Ersoy, yıl boyu devam eden sual hazırlama aşamasının arkasından sınavda çıkacak sual sayısının 10 katının, kriptolu sistemlerle kapalı basımevi merkezine getirildiğini belirtti.

Burada şifrelerinin çözüldüğünü aktaran Ersoy, hemen sonra sorular üstünde akademisyenlerin çalışmaya başladığını aktardı.

Her sınavda bir yazarın tek bir sorusunun yer alabileceğini, ikinci bir soruya izin verilmediğinin altını çizen Ersoy, “Dolayısıyla başka bir imtihan güvenliğini de bu şekilde elde etmiş oluyoruz. Hatta bir sual yazıldığı süre minimum 3-4 denetimden geçmiş olduğu için yazar, kendi sorusunu tanıyamayabiliyor. Bu oldukca mühim bir detay.” diye konuştu.

Ortalama 20 bin metrekare üstüne kurulu kapalı merkezde paketlenen sual kitapçıklarının nakil araçlarıyla da ilgili imtihan merkezlerine gönderildiğini aktaran Ersoy, tüm bu süreçlerin yürütülmüş olduğu kapalı basımevi merkezindeki güvenlik önlemlerine ilişkin şu şekilde konuştu:

“Kapalı matbaada akademisyen, uzmanlar, teknik personel, yiyecek, servis ve basımevi çalışanlarından oluşan 100’ü aşkın personel vazife yapıyor. Imtihan süreçlerinin yürütülmüş olduğu bu alan, her türlü elektromanyetik dalganın zorla izin verilmediği faraday kafesiyle çevrelenmiş, iletişimin yasak olduğu, imtihan güvenliğinin üst düzey sağlandığı merkez. Bu merkeze cep telefonu dahil hiçbir elektronik eşya ile girilemiyor. Görevlilerimizin tamamı, x-ray cihazları ve el dedektörleriyle arandıktan sonrasında parmak izi okuma sistemlerinden geçirilerek merkeze alınıyor. Dolayısıyla üst düzey teknolojiyle her türlü imtihan güvenliğini alıyoruz.”

Bayram Ali Ersoy, kapalı matbaaya giriş sürecinin “kırmızı çizgi” alanının bir adım ötesinde başladığını, buradan geçildiğinde her ne suretle olursa olsun dışarı çıkmanın mümkün olmadığını açıkladı.

Kapalı basımevi sürecinin YKS benzer biçimde büyük sınavlar için 45 güne kadar uzayabildiğine işaret eden Ersoy, “Bu süreçleri kısaltmaya çalışıyoruz, bu sebeple hocalarımızı ve öteki görevlileri, bu kadar uzun süre içeride tutmak zor fakat en azından bu süreçte onları rahat ettirmeye çalışıyoruz. 4 yıldızlı otel konforunun sağlandığı merkez, imtihan görevlilerimizin her türlü gereksinimlerine bakılırsa düzenlenmiş durumda.” diye konuştu.

DÜNYADAKİ SAYILI YÜKSEK TEKNOLOJİLİ MATBAA TEKNOLOJİSİNİ KULLANIYORUZ”

Ersoy, merkezde kullanılan yüksek teknolojili basımevi makinelerine ilişkin de informasyon verdi.

“Türkiye’deki tek, dünyada da sayılı kapasiteye haiz basımevi teknolojisini kullanıyoruz.” diyen Ersoy, şu şekilde devam etti:

“Matbaada bir günde 200 bin sual kitapçığı basılabiliyor. 3 milyonun üstünde müracaat meydana getirilen YKS oturumları için bu yıl 5,5 milyona yakın sual kitapçığının baskı süresi 30 günü bulacak. Üstelik, bir sınıftaki kitapçıklardaki soruların bölgeleri değiştiriliyor, bununla kalmıyor cevapların da bölgeleri değiştiriliyor. Dolayısıyla birbirine eş iki kitapçık bulmak mümkün değil. Böylece imtihan esnasında kopyanın önüne geçmek için bir imtihan güvenliği daha almış oluyoruz. Bu yıl YKS sorularının basımı için 1500 ton kağıt kullanılacak. Dijital baskı süreci, imtihan paketlerinin oluşturulması, imtihan kutularına ve arkasından tırlara yüklenmesi ve ilgili imtihan merkezlerine gönderilmesi 45 güne varan bir süreç.”

SORU KİTAPÇIKLARININ KUTULARI, TEK KULLANIMLIK KİLİTLERLE KORUMA ALTINA ALINIYOR

ÖSYM Başkanı Ersoy, sual kitapçıklarının basımının arkasından hususi makinelerle su geçirmez malzemeyle tek tek poşetlendiği, kutulara yerleştirildiği ve merkezlere göndermiş olduğu sistemi de tanıttı.

YKS’nin ortalama 110 bin salonda yapıldığını dile getiren Ersoy, “Baskısı tamamlanan sual kitapçıkları hat merkezine uygun şekilde kent, okul, bina ve salon detayları ile yeniden poşetleniyor. Böylece devasa bir imtihan süreci yürütüyoruz.” dedi.

Sual kitapçıklarının bulunmuş olduğu kutuların takibini RFID etiketleriyle sağlandığını belirten Ersoy, “Ondan sonra kutular, tek kullanımlık kilitlerle yeniden koruma altına alınıyor. Buradan sual kitapçıkları, elektromekanik kilitlerin bulunmuş olduğu ve cihazlarla anbean takip edilen tırlara yükleniyor.” diye konuştu.

Ersoy, kapalı merkezde hocaların kullandığı her türlü müsvedde kağıt yada baskı hatası olan sual kitapçıklarının öğütülerek toz haline getirildiğini bildirerek, öğütülen kağıtların da imtihan tamamlanmadan dışarı çıkarılamadığını belirtti.

Kapalı basımevi sürecinin kameralarla 7/24 kayıt altına alındığını, merkezde kullanılan kabloların da tempest sistemi ile filtrelendiğini belirten Ersoy, “Düşünün faraday kafesi, sinyal kesiciler ve daha niceleri… Dolayısıyla soruları üst düzeyde güvenlikle koruyoruz. Internasyonal standartlarda bu şekilde bir kapalı basımevi merkezi bulunmuyor.” diye konuştu.

TÜM SINAV EVRAKI DİJİTAL SİSTEME AKTARILIYOR

Ersoy, sual kitapçıklarının tırlara yüklendikten sonrasında gene güvenlik önlemleri altında merkezlere gönderildiğini belirterek, “Sual kitapçıklarının taşındığı tırları, süre ayarlı elektromekanik kilit sistemi ile koruma altına alıyoruz. Elektromekanik kilidin hangi saatte açılacağını merkezden kodluyoruz, anahtarlarının da log kayıtları tutuyoruz.” bilgilerini paylaştı.

Sınavların tamamlanmasının arkasından kitapçıkların ve yanıt kağıtlarının depolandığı Imtihan Evrakı Toplama Alanı’nda da açıklamalarda bulunan Ersoy, “Burada tüm imtihan evrakı dijital ortama aktarılıyor. Üst düzey teknolojiyle birlikte optik okuyucular sisteme aktarılıp imtihan değerlendirmesi yapılıyor.” dedi.

“OTEL KONFORUNU SAĞLAMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Ersoy, ÖSYM görevlilerinin toplumsal ve fiziki gereksinimlerine ilişkin alanları da tek tek tanıttı.

Mutfakta, kapalı dönem süresince yiyecek ve içeceklerin hazırlandığını dile getiren Ersoy, ekmeklerin bile merkezdeki fırınlarda pişirildiğini söyledi.

Merkezde tek bir pencere dahi bulunmadığından havalandırma işleminin hususi sistemlerle yapıldığını aktaran Ersoy, “20 bin metrekarelik merkezde, tek bir noktada dar bir alanda temiz havayla temas edilebiliyor. Burası da gene faraday kafesi ile kaplı. Dolayısıyla 7/24 içeriye oksijen pompalanıyor.” dedi.

Ersoy, görevlilerin toplumsal gereksinimleri için beyazperde, spor ile bilardo salonları, tenis kortu, masaj koltukları, dinlenme alanları, yemekhane ve yatakhane benzer biçimde hususi alanların bulunduğunu belirterek, “Personelin basımevi içinde kapalı dönemde zihinsel ve toplumsal gereksinimlerini karşılamak, spor yapmalarını sağlamak için de elimizden gelen tüm imkanları sunuyoruz. Kısacası hocalarımıza 4 yıldızlı otel konforu sunmaya çalışıyoruz.” diye konuştu.

Merkezin tamamen kapalı olması sebebiyle duvarları çeşitli görsellerle donattıklarını aktaran Ersoy, “Elimizden geldiği kadar dış dünya ihtiyacını güzel görsellerle sağlamaya çalışıyoruz. Burada çalışmak müthiş bir özveri istiyor. Görevlilerimize 45 gün süresince bu özveriyi gösterdikleri için oldukca teşekkür ediyoruz.” dedi.