Son olarak 16 Ocak 2016 tarihinde verdiği konserde, “40 yılı tamamladık Tanrı’ın izniyle. Küçücük bir kız şeklinde düşünüyordum kendimi o vakit, hâlâ öyleki hissediyorum fakat gövde ruha ihanet ediyor” diyerek sahnelere veda etmişti.

Aradan sekiz yıl geçti fakat Sezen Aksu söylediğini yapmış oldu ve sahnelere dönmedi.

Dün Emel Müftüoğlu yakın dostu Aksu’nun “Yiyerek zayıflama metotlarını öğreten Sezen Aksu’m” notuyla fotoğrafını paylaştı.

Uzun süreden beri objektiflere yansımayan Aksu’nun fotoğrafı hayranlarını hem mutlu etti hem de endişelendirdi.

Fotoğrafta Aksu’nun bileğinde hasta künyesi ve sol kolunda sargı var.

Tostu tuttuğu peçetede de ‘Divan’ logosu var. Bu detaylar “Fotoğraf hastanede mi çekildi?”, “Sağlığı yerinde mi?” sorularını akla getiriyor.

Sanatçının fanatikleri aynı soruları toplumsal medyadan Müftüoğlu’na da yöneltti fakat cevap alamadılar.

Kameralardan uzakta kalmak için halk arasına bile karışmayan Aksu’nun bu fotoğrafın paylaşılmasına izin vermesi de enteresan.

Bir Sezen hayranı “Zayıflamış, güzel duyu de yaptırıyor çok açık ki. Kati konser verecek” diye yorum paylaşmış.

Ümit ederim öyledir.

***


‘HAVLU HAREKETİ’ KAZANDI

Muğla’ya Hizmet Vakfı ile Türkiye Çevre Koruma Vakfı ortaklığı ile kurulan MUÇEV Gezim Tecim A.Ş., Bodrum’a bağlı Bitez, Ortaca’ya bağlı Dalyan, Marmaris’e bağlı Kızkumu ve İztuzu’ndaki sahil alanlarını 5 yıllığına kiralamak suretiyle ihaleye çıkarmıştı.

Oysa adı geçen bölgeler 3. aşama naturel sit, nitelikli naturel koruma alanları ve hususi çevre koruma bölgesindeki alanlardı.

İhaleyi açanın ‘Çevre Koruma Vakfı’ olması da büyük ironi!

Geçen yıl Muğla’nın Menteşe ilçesinde yer edinen ve MUÇEV tarafında kiraya verilen Akbük Plajı’nda kıyıların işgaline karşı yurttaş, Yunanistan’da başlamış olan “Havlu Hareketi”ne benzer eylemler düzenlemişti.

“Havlunu Al Gel” sloganıyla meydana getirilen eylemlerde MUÇEV’in halkın kullanımında olması ihtiyaç duyulan bölgeleri hususi işletmelere bırakması protesto ediliyordu.

Patronlar Dünyası’nın haberine gore ‘Havlu Hareketi’ işe yaramış. MUÇEV, “Görülen lüzum üstüne” diyerek ihaleleri iptal ettiğini duyurdu.

MUÇEV, 1. ve 3. düzey Naturel Sit Alanı olan Fethiye ve Göcek koylarında bazı alanları hususi işletmelere kiralamıştı. Buralar için de protestolar yapılmış oldu.

Hususi işletmelerin birçok kıyıya şezlonglar koyup denize girmek isteyen halktan para toplaması doğru bir yaklaşım değil.

Oysa Kıyı Kanunu madde 5/2’ye gore; ‘Kıyılar, her insanın eşit ve özgür olarak yararlanmasına açıktır.”

Kısaca insanların dilediği şeklinde kendi şemsiyeleriyle beraber diledikleri yerlerde güneşlenip, diledikleri şeklinde ücretsiz bir şekilde denize girebilme hakları var.

Bunun için ücret ödeme zorunlulukları yoktur.

Öte taraftan hususi işletmelerin olmadığı halka açık kumsallar da yaz sezonunda çöplüğe dönüyor. Halkımızda çevre koruma bilinci azca olduğundan piknik, mangal yapmış olup çöpünü güzelim kumsallara bırakıp gidiyorlar.

O vakit da bu aden koyları koruyacak görevliler olsa, çöp atılmasına izin verilmese diyorsunuz!

Temiz kalması için fahiş fiyat politikasıyla çalışan hususi beach’lere de gereksinim yok.

Bazı belediyeler düşük giriş tutarı karşılığında kumsalların işletmeciliğini üstleniyorlar.

Bu model tüm kumsallarda uygulanmalı.

***


FENERBAHÇE BU PLANIN FİGÜRANI MI?

Baştan belirteyim Fenerbahçe taraftarıyım… Birazdan okuyacaklarınıza karşı çıkanlarınız olabilir, saygıyla karşılarım.

Fakat birçok Beşiktaşlı, Galatasaraylı, Trabzonlunun pazar gecesi yaşananlara tepki gösterdiğini hatırlatmak isterim!

Filmi geriye saralım: Fenerbahçe, Trabzonspor deplasmanında iki farkla önde. Maçın kontrolü sarı lacivertlilerde.

Trabzonspor risk alırsa maç farka bile gidebilir.

Ve tribünlerden çakmak, su vs. yabancı maddeler atılmaya başlıyor. Oyun birkaç kez duruyor. Futbol tarihinde bir ilk yaşanıyor. Yargıcı futbolculara mıntıka temizliği yaptırıyor!

Sonrasında sahaya yanan meşale atılıyor. Livakovic’in yüzüne yabancı cisim isabet ediyor, yüzü kanıyor.

Normalde dünyanın her yerinde bu maç iptal edilir fakat Halil Ümit Meler maçı devam ettiriyor.

Sonrasında Trabzonspor iki gol buluyor.

O anda Fenerbahçelilerin yaşamış olduğu hiddet ve hayal kırıklığını düşünebiliyor musunuz? Galip gelecekken, saha dışı vakalar yüzünden şampiyonluğu kaybedecek!

Ya üçüncü gol gelmeseydi?

Maç bitiyor yandaş sahaya iniyor. Korner direkleri vs. saldırıya geçiyor.

Fenerbahçeli futbolcular da kendilerini korumaya çalışıyor. Evet, futbolcuların da aşırıya kaçtığı, yerde yatana tekme atılmış olduğu hareketler var.

Fakat onların 20’li yaşlarda gençler olduğu unutuluyor! Arkadaşları dayak yerken onlardan kaçmaları planlanıyor! Geçiniz! Bu şekilde bir ortamda hepimiz arkadaşını korur ve karşılık verir.

Niçin Fenerbahçe’den senelerdir Trabzon’daki yandaş saldırılarından sağ çıkması planlanıyor?

Ya sahaya girenlerden bazıları futbolcuları bıçaklasaydı, öldürseydi ne olacaktı? Dünyaya rezil olurduk! Ne büyük bir felaketten dönüldüğünün bilincinde mısınız?

Şimdi Galatasaraylı troller kare kare kavga görüntülerini paylaşıp Fenerbahçeli futbolcuları ceza aldırmaya çalışıyor.

Fatih Altaylı bile devreye girmiş! Maç sonrası sahanın ortasında sevinmek yanlıştır diyor, iyi mi?

Trabzonspor’a saha kapatma cezası verilecek fakat ligde şampiyonluk iddiası kalmadığı için bu cezanın bir anlamı yok.

Futbolculara verilecek cezalar ise hem ligde hem de Avrupa’da sıkıntılı bir viraja giren Fenerbahçe büyük darbe alacak!

Normalde sahaya fişek atıldığında iptal edilmesi ihtiyaç duyulan bu maçın aslolan kazananı Galatasaray oldu!

Şimdi bu adil mi?

Tüm bu yaşananlar yaşamın düzgüsel akışı içinde mi gerçekleşti?

Yoksa Halil Ümit Meler plana sadık mı kaldı?

Plan buysa, Fenerbahçe bu planın figüranıysa, bu ligi oynamanın, takip etmenin anlamı yok!

Fenerbahçe ekibi mahallede taştan kaleler yapmış olup top oynasın.

En azından adil bir oyun olur ve kirlenmeyiz!

***


Altyazı

“Ya öğretmen olup senin şeklinde doğu göreviyle gençliği yakacağız ya da işte buralarda alakasız bir işe girip gene gençliği yakacağız.” (Ahlat Ağacı)