Ulusal Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve üst düzey MEB bürokratları, İSOV Dinçkök Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde eğitim editörleriyle bir araya geldi. Müfredat tartışmaları ve eleştirilene cevap veren Bakan Tekin, “Müfredat hazırlanırken tüm paydaşlara soruldu mu?” sorusuna “Herkesi çağrı ettik, insanoğlu gelsin katkı sunsun, fikirlerini bizimle paylaşsın istedik. Haziran ayından itibaren ısrarlı şekilde müfredat ile ilgili çalışmamız var. Katkı sunmak isteyen herkesi bekliyoruz dedik. Her programda, basınla her buluşmada bu daveti yineledik. Yetmedi, işi hızlandırmak için kasım ayı başından itibaren ‘Yakında müfredatı açıklayacağız’ dedik, hâlâ katkı beklediğimizi göstermek için devamlı davet yaptık. ‘Biz niye yokuz?’ eleştirisini yapanlara, ‘Gelmek istediniz de biz sizi almadık mı, katkılarınızı mı değerlendirmedik?’ diye sormak lazım. Gelip de katkısını almadığımız kimse yok. Gelenlere, katkı verenlere teşekkür ediyoruz” dedi.

FARKLILAŞTIRILMIŞ EĞİTİM

Tekin, “Ilk olarak öğrencilerin durumları gözlem ve ölçeklerle değerlendirilecek. Atölyelerde daha fazlaca vakit geçirecekleri için eksiklikleri tamamlanacak. Ders içerikleri yazılırken, okuryazarlık, duygusal, toplumsal öğrenme becerilerini kazandırmayı amaçlayan program tasarlandı. Mühim olan sistem okuryazarlığını öğretmektir. Hem derslik içinde hem haricinde yaparak, yaşayarak öğrenecekleri, proje geliştirecekleri, öğretmenleri ve dostlarıyla tasarlayıp uygulayacakları metotları artık çokça göreceğiz” dedi.

İNTEGRAL NEDEN KALDIRILDI?

Bakan Tekin, yeni müfredat taslağında yer verilmemiş integral mevzusundaki eleştirilere şu yanıtı verdi: “Bu mevzuda da dünya örnekleri incelendi, mesela Kanada Ontario eyaletinde integral kaldırılmış ve bugün baktığımızda Ontario eyaleti PISA’da 7. sırada yer almıştır. Dolayısıyla integral mevzusunun lisans eğitiminde işlenmesinin daha doğru olacağı gerektiği değerlendirildi.”

BUNU YAPTIRMAYIZ DİYENLER VAR

Bakan Tekin, müfredata yönelik eleştirilerle ilgili şu değerlendirmeyi yapmış oldu: “Genel olarak eleştirileri üçe ayırıyorum. Birincisi; içerikle ilgili yapıcı, karşı olsalar da bilimsel gerekçelerle niçin karşı olduklarını özetleyen eleştiriler. Bunlara itirazım yok. İkincisi tamamen ideolojik. Bilimselliğe yönelik kriterleri asla kimse tek başına belirleme yetkisini kendisinde bulamaz. Kimse ‘Atatürkçülük ve laiklik yalnız bana aittir, bununla ilgili kriterleri yalnız ben koyarım’ dememeli veyahut bu mevzulara şu kadar yer vereceksiniz mevzusunda dayatma içinde olmamalı. Üçüncüsü daha ağlatısal. Hiçbir şey söylemeden ‘Biz size bunu yaptırmayız’ diyorlar. Bunu da ciddiye alacak halimiz yok.”