Milyonlarca yıldız gözlemcisi, 8 Nisan’da Teksas’tan Maine’e kadar görülebilecek tam güneş tutulması için hazırlanıyor.
Sadece bir çok insan bu şov için yerde olmayı planlarken, daha ufak meraklı bir grup ise 30.000 feet yükseklikten tutulmayı izleyecek. Yanlış okumadınız, bu yolcular tutulmanın dört dakikasını görmek için 30 saat kadar uçuyor. Amsterdam’daki BT risk danışmanı Do Trinh, “Çoğu zaman yerden yukarıya bakıyorsunuz ve bulutların olamayacağını umuyorsunuz” diyor. “Tutulma işlemini gökyüzünden deneyimlemek mükemmel olmaz mıydı?” diye soruyor. Kesinlikle fantastik bir edinim sadece 4 dakika için 30 saatlik uçuş zorlayıcı olabilir. Güzel bir edinim stresli bir hal alırsa da hazzı olmaz. Doğal bu benim fikrim.
Trinh, yalnız güneşi gizleyen ayın kısa bir görüntüsünü yakalamak için tutulmanın yolu süresince ticari uçuşlara binmeyi yeğleyen, giderek büyüyen tutulma meraklıları grubunun bir parçası. Bu fikre olan hayranlığı, 2017’deki tutulmanın bir uçaktan çekilmiş büyüleyici bir fotoğrafıyla alevlendi ve onu bu vakaya aynı noktadan tanıklık etme isteğine motive etti.
Trinh, havayolu programlarını taradıktan ve güneşin açısını denetim ettikten sonrasında, Ocak ayı başlangıcında Amsterdam’dan ABD’ye bir uçuş rezervasyonu halletmeye ve Delta Air Lines’ın San Antonio’dan Detroit’e uçuşunda pencere kenarında sol tarafta bir koltuk rezervasyonu yaparak 500 dolar daha düşürmeye karar verdi. Trinh kıkırdayarak, “Dört buçuk dakikalık bir bütünlük için 30 saat uçacağım” diyor ve ekliyor: “Bu büyük bir yatırım. Sadece rezervasyonunu yaptıktan birkaç hafta sonrasında uçuş ortalama üç saat ertelendi ve tutulma zamanının dışına çıktı. Delta’nın söylediğine nazaran Trinh şeklinde umbrafiller için hususi olarak işletilen Austin’den Detroit’e yeni bir uçuşta pencere kenarında birinci derslik bir koltuğa yer ayırtmayı başardı. Trinh her ihtimale karşı Southwest Airlines’tan ikinci bir tutulma uçuşu rezervasyonu yapmış oldu. Tutulma rezervasyonu için yoğunluk yaşandığına inanmak hakikaten zor fakat 21. yüzyılın şaşırtıcı fakat gerçek bir haberi daha işte, siz uçar mısınız 30 saat bir düşünün bakalım.”
BU FİLMLER KAÇMAZ!
Sinemaseverlerin uzun süredir beklediği coşku verici bir etkinlik olan İstanbul Film Festivali, bu yıl da dopdolu bir programla karşımıza çıkıyor. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın düzenlemiş olduğu bu görkemli etkinlik, dünya sinemasının en yeni örneklerini, kült yapıtları, usta yönetmenlerin ve genç yeteneklerin son filmlerini bir araya getiriyor.
43. kez düzenlenen festivalde kesinlikle kaçırmamanız ihtiyaç duyulan filmlerden kabul edilen “Aden Tehlikede”, Mika Gustafson’un yönetmenliğinde seyircilerle buluşuyor. Bu etkisi altına alan film, Venedik Film Festivali’nin Ufuklar bölümünde prömiyer yaparak En İyi Yönetmen ödülüne layık görüldü.
Öteki bir dikkat çekici film ise “Dahomey”. Bu belgesel, 2024 Berlin Film Festivali’nde En İyi Film seçilerek Altın Ayı ödülünü kazanmıştır. Öykü, Fransa’dan Benin’e iade edilen yirmi altı yağmalanmış sanat eserinin sürecini eserlerden birinin bakış açısından konu alıyor. 1892’de Dahomey Krallığı’ndan Fransız sömürge birlikleri tarafınca yağmalanan hazinenin parçaları, 2021 Kasım’ında Benin Cumhuriyeti’ne geri veriliyor.
Festivalde bir öteki kaçırılmaması ihtiyaç duyulan film ise Maryam Moghaddam ve Behtash Sanaeeha’nın yönetmenliğini üstlendiği “En Sevdiğim Pastam”, dünya prömiyerini Berlin Film Festivali’nde gerçekleştirmiş oldu. Sadece yönetmenlerin gezi yasağı ve cezai suçlamalar sebebiyle festivale katılamamaları dikkat çekti.
Film, Tahran’da tek başına yaşayan yetmiş yaşındaki Mahin’in yaşamını mercek altına alıyor. Hem ağlatısal, hem iç açıcı, hem de gülünç olan film, eleştirmenler tarafınca “mükemmel bir şekilde tatlı ve gülünç” olarak nitelendiriliyor. The Hollywood Reporter ise onu “yaşamdan leziz bir dilim” olarak tanımlıyor. Unutulmaz bir beyazperde deneyimi için hazırlıklarınızı şimdiden yapın ve biletlerinizi alın.