Kanserle mücadelesinde ilk açıklamayı hatırlarsanız GÜNAYDIN’a yapmıştı Tanyeli. Oldukça zor günler geçirmesine karşın umudunu yitirmeden bu hastalıkla savaşım ediyor… Kendisi için düzenlenen moral gecesinde de sahneye çıkarak, ne kadar kuvvetli bir bayan bulunduğunu hepimize gösterdi. Tanyeli ile hem bu geceyi hem de sıhhat durumunu konuştum…

‘ŞİKAYET ETMİYORUM’

“Oldukça sevdiğim sanatçı dostlarım geldi, oldukca mutlu oldum” diyen Tanyeli, sözlerine şöyleki devam etti: “Sanat dünyasından, cemiyetten, iş dünyasından, medyadan, sıhhat sektöründen… Kim geldiyse geceme hepsi kalbiyle geldi… Kalpten olan paha biçilmez bir hazinedir ve onlar bana içtenlikle geldiler, hepsinden Tanrı razı olsun. Örneğin Zara benim için 4 saat sahne aldı. Haklarını helal etsinler… Organizatör kardeşim Haluk Şentürk her mevzuda yanımda, en sıkıntılı süreçleri kolay eylediler bana. Zor günümde kenetlendiler benim için, asla kimsenin egosu yoktu, yayılan enerji saf sevgiydi. Bir de o gecenin mimarı var doğal ki, fena gün dostu canımız Türkan Şerbetçi. Öyleki güzel organizasyon oldu ki… Beklediğim, söz verip, gelmeyenlerde vardı fakat dedim ya bu iş gönül işi… İnsanları düşündüğümde acımasızlıklarına oldukca üzülüyorum, sözgelişi bazı şeylerimi sattım o gün, ‘Ben aldım’ deyip orada hava meydana getiren, ertesi gün ‘Benim reklamımı yapmadı ki’ deyip vazgeçtiğini söyleyenler oldu…

Emre Dipdiri de ‘Aldım’ deyip ertesi gün vazgeçip başkalarının da almasına engel oldu… Neresinden tutabilirsin, bu şekilde şeyler de oldu maalesef. Benim damarlarımın değişmesi gerekiyor, riskli bir operasyon, ameliyat olmak istemiyorum. Dışarıdan gözüktüğü benzer biçimde rengarenk değil yaşam, moralimi yüksek tutuyorum, iyi şeylere odaklanıyorum şundan dolayı ben can pazarına düşmüşüm, bazıları reklam peşine.

Gelenden, gelemeyenden, verenden veremeyenden, her şeyi ben bilirim diyenden, insanı içten yiyenden, oldukca konuşandan, boş konuşandan, tribünlere oynayanlardan, benim durumum üstünden çevrilen filmlerden, razı gelmediğim, üzüldüğüm her şeyden o gece razı oldum. Zira öyleki bir illüzyon ki bu dünya, aslına bakarsak hepsi bir rüya, öyleki bir kaynak var ki, ne sen varsın ne ben. Bir tek Tanrı var. O yüzden yakınma yok, şükür var. Bilirim ki o’dur sanrısız, zamasız, mekansız, sınırsız tüm sıfatları ile tezahür eden… Bizi işiten, gören, şüphesiz her birimizi sevmiş olarak gözleyen bir tek Tanrı.”

Tanyeli’ye kanserle mücadelesinde hangi noktada bulunduğunu sorduğumda ise şunları söylemiş oldu:

“Üçüncü evredeyim. Tümor arter damarıma yerleşti. Doktorlar ‘Eğer ameliyat olursan masada kalabilirsin’ dedi. Tedavi gördüm sadece tümör küçülmüyor. Zor bir süreç. Başka tedavi yöntemlerini deneyeceğiz. İnşallah 2024’ü dolu dolu yaşayacak ömrüm olur. Umudumu kaybetmemeye çalışıyorum. Tanrı’ın biçtiği ömrü yaşayacağım. Dualarınızı esirgemeyin.”

DİDEM MAĞDUR EDEBİYATI YAPIYOR

Didem Soydan’ın açıklamaları toplumsal medyanın gündemine oturdu. Yapmış olduğu işlerle değil de, marjinal yaşamıyla, paylaşımlarıyla sık sık gündeme geliyor, sonrasında rahatsız bulunduğunu belirtip “Siyasal duruşumdan dolayı sistemli şekilde yanlış tanıtılıyorum” diyor. Siyasal duruş derken muhalif kimliğine atıfta bulunuyor. Şu demek oluyor ki ‘Ben muhalifim o yüzden basın beni yıpratıyor’ demeye getiriyor. Malzemeyi kendisi veriyor basına, sonrasında da yanlış tanıtılıyorum diye dert yanıyor. Eski sevgilisini iyi mi aldatarak terk ettiğini özetleyen, bunun gündem olacağını bilerek izahat meydana getiren kendisi değil mi? Buna karşın hâlâ ‘Yanlış tanıtılıyorum’ diyerek suçu da siyasete atması olsa olsa ‘mağdur edebiyatı’ yapmak olur… Muhalifliğinden haber olmuyor Didem, marjinal yaşamını yüce orta anlattığı için haber oluyor. Bunu fark edemiyorsa, akıl tutulması yaşıyor anlama gelir. Tanrı şifa versin…