Uzak diyarlarda yaşarken, kendi insanımızın samimi hikayelerini dinlemek gibisi var mıdır? Lacivert Mecmua ve Yunus Emre Enstitüsü işbirliğiyle yurt dışı buluşmaları kapsamında düzenlenen Fransa buluşması, zorluklar karşısında pes etmenin bir seçenek olmadığını, çalışmanın ve inanmanın daima başarı getireceğini bir kez daha hatırlattı. 2023’te Macaristan, Kosova ve Almanya’da gerçekleşen etkinliğin 2024’te İtalya ve Malta’dan sonraki durağı Fransa oldu.

Vakıfbank’ın sponsorluğunda Paris’te gerçekleşen söyleşilere güldürmen, oyuncu Doğu Demirkol, Klinik Psikolog Beyhan Budak, Yazar Tarık Tufan ve Şef Çiğdem Seferoğlu katıldı. Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Onur Ateş’in de katılmış olduğu program, yoğun ilgi görmüş oldu.

15 Şubat’ta Nimes’de gerçekleşen ikinci söyleşide ise gene Klinik Psikolog Beyhan Budak, Yazar Tarık Tufan, Daily Sabah Genel Gösterim Yönetmeni İbrahim Altay ve Lacivert Mecmua Genel Gösterim Yönetmeni Mustafa Akar katılımcılarla buluştu.

‘EYFEL DEMİR, BEN İNSANIM’

Moderatörlüğünü üstlendiğim etkinlikte Doğu Demirkol stand-up gösterilerine iyi mi başladığını anlatırken; beyazperde ve güldürü alanındaki tecrübelerini katılımcılarla paylaştı. Gülmekten gözümden yaş gelen bölümlerden biri, Doğu’nun gösterisine ilk çıktığında söylediği “Selamın aleyküm” sözüydü.

İroni şu ki Doğu’dan sonrasında birçok şahıs “Selamın aleyküm” diyerek sahneye çıkmaya başladı. Doğu’ya, “Selamın aleyküm’ün öncüsü oldun” diye takıldık.

Eyfel Kulesi’nin hikayesiyle benzettiğim Doğu, “O da mı yuhalanmış benim benzer biçimde?” diye sordu. “Evet o da beğenilmedi, istenmedi fakat şu an Fransa’nın yıldızı, sen de onun benzer biçimde bizim ülkemizin yıldızısın” dedim. “İyi de o demir yığını, ben insanım, o üzülmeyebilir fakat ben üzüldüm yuhalanınca” diyerek esprili bir itirafta bulunmuş oldu. Doğu ile geçen söyleşi adeta bir güldürü zirvesi gibiydi.

Şef Çiğdem Seferoğlu’nun hikayesi de beni en oldukça etkileyenler arasındaydı. Türk mutfağının dünya gastronomisindeki yerinden bahsederken, New York Times gazetesinde atılan ‘Türk mutfağının yıldızı’ başlığının kendisini oldukça mutlu ettiğini, Paris’in ona uğurlu geldiğini söylemiş oldu. Seferoğlu, “Türk mutfağını doğru temsil edebilmek ve ülkemiz gastronomisini doğru şekilde anlatabilmek için elimden geleni yapıyorum” dedi. Çiğdem benzer biçimde şefler oldukça hakkaten de mutfağımız en iyi şekilde temsil ediliyor.

TUFAN’IN HİKAYESİ

Söyleşinin öteki konuğu Tarik Tufan 11. kitabına giden yolda yaşamış olduğu iniş çıkışlardan bahsetti. İlham verici hikayesi çocukluk başlıyor aslen.

Annesinin okumuş olduğu bir kitabı sorgulaması üstüne yapmış olduğu inanç testlerini söyledi, hedefinin aslen yazarlık değil de o yaşta en büyük iş olarak görmüş olduğu ‘makinecilik’ bulunduğunu söylemiş oldu. Tüm bu tarz şeyleri anlatırken, Tufan’ın içinden adeta bir güldürmen çıktı.

Klinik Psikolog Beyhan Budak ise ‘Kendine iyi Hareket etmek’ başlıklı konuşmasında yaşamın içinde yer edinen zorluklarla iyi mi baş edebileceğimizi söyledi. Dünya esasen zor bir dönemden geçiyor, niçin diye oldukça sorgulamadan kabullenişle, bilincinde olarak yaşamamızı önerdi. Psikolojiyi korumamız, keyfimizin kahyasına birazcık süre ayırmamız icap ettiğini söylemiş oldu, meşhur ‘İncinmişsin sen’ videosuna atıfta bulunarak “Oldukca incinmeyin” dedi.

NİMES’TE TÜRKLER

Etkinliğin ikinci durağı olan Nimes’deki söyleşiye T.C. Marsilya Başkonsolosu Sait Evren Güner de katıldı. Lacivert Mecmua Gösterim Direktörü Mustafa Akar konuşmasında şunları söylemiş oldu: “Yurt dışı buluşmalarındaki 9. şehrimiz. Türkiye’de konuştuğumuz meseleleri ve fikirleri sizlerle paylaşmak istiyoruz. Hedefimiz yurt haricinde yaşayan vatandaşlarımızla ilişkilerimizi güçlendirmek.”

Daily Sabah Genel Gösterim Yönetmeni İbrahim Altay ise yurt haricinde yaşayan Türklerin, Türk anane ve göreneklerini yaşatmakta ne kadar başarı göstermiş olduklarından ve bunun öneminden bahsetti. Altay, Nimes Fransız Türk Kültür Derneği’nin bu yöndeki çabalarının öneminin altını çizdi.