Gömü ve Maliye Bakanlığı, toplumsal medya fenomenlerinin yaptıkları iş birliği kapsamında reklam içeriklerinden kazançlarını vergilendirmek için harekete geçtiğini duyurdu.

‘Web kazıma’ olarak adlandırılan bir yöntemle 30 binden fazla fenomenin hem kazanç hem de kimlik bilgilerine erişilmiş.

Fenomenler kazanca gore vergilendirilecekmiş.

Buna benzer oldukça haber okuduk!

Ek olarak harekete geçilmiş olduğu niçin duyuruluyor? Var ise usulsüzlük cezayı kes, devam et!

Toplumsal medya fenomenleri ana akım medyanın reklam gelirini bile düşürecek seviyeye ulaştı.

Markalarla anlaşıp onların etkinlik ya da ürünlerini şuursuzca abartarak tanıtım yapıyorlar.

Ve buna ‘deneyimleme’, ‘izlenim’ haberciliği diyor iyi mi?

İşin kötüsü markalar da buna alıştı! Haberi reklam tanıtım olarak algılamaya başladılar artık! Bir yere çağrı edilen gazeteci objektif bir haber yaptığında ya da mevzuyla ilgili ölçülü bilgilendirici bir yazı yazıldığında bile bazı markalar bozuluyor!

Aslen fenomenlerin haberciliği bile yozlaştırması, reklam verenlerin yalaka tanıtımlar istemesi uzun bir yazı mevzusu!

Birçok marka ya da reklam veren fenomenlere kayıt dışı ödeme yapıyor.

Bu durumda devlet vergi yitirilmesine uğruyor medyanın da reklam geliri azalıyor.

Bu işten en oldukça ziyan olan de yurttaş oluyor.

Medyanın geliri azaldıkça haberciler işi olmayan kalıyor, halkın sorunlarını gündeme getirecek nitelikli haberler yapılamıyor!

Medyanın reklam gelirini vergisiz cebine indiren bazı fenomenler bir de pişkince toplumsal medyada hak, hakkaniyet başlıkları altında devleti topa tutuyorlar!

Devlete, medyaya, topluma büyük zararları dokunan birçok vergi hırsızı ve kara para aklayan fenomenin yol açmış olduğu toplumsal ve ekonomik zarar görülmeli ve lüzumlu önlemler alınmalı.

***


TEFLON TAVA YASAKLANIYOR

Fransa hükümeti, kanserojen olduğu nedeni öne sürülerek teflon kızartma tavalarının üretimini ve satışını yasaklamaya hazırlanıyor.

Polifloroalkillenmiş (PFAS) maddeler teflon tavalar, besin ambalajları, tekstil ürünleri, otomobiller, vs. günlük yaşamda yaygın olarak kullanılıyor.

Euronews haberine gore; PFAS havada, toprakta ve dere suyunda, gıdada, hatta insan vücudunda zaman içinde biriktiği için ‘sonsuz kirleticiler’ olarak adlandırılıyor.

Vatanımızda de neredeyse her evde, restoranda, kafede vs. PFAS madde içeren teflon tavalar, tencereler kullanılıyor!

Bilhassa teflon üretimi sürecinde kullanılan “Perflorooktanoik Asit”e (PFAO) yüksek oranda maruz kalınmasının bağırsak, böbrek, rahim, prostat ve testis kanseri riskini artırdığına dair bilimsel emekler mevcut.

PFOA, 2019’da Stockholm Konvansiyonu yasaklanan kalıcı organik kirleticiler listesine eklendi.

Vatanımızda de ‘teflon’ tencere, tencere, kap vs. yasaklanmalı!

Evinizde teflon tencere, mutfak aleti vs. var ise çöpe atın!

Yiyecek tavaya yapışmasın diye kanser olma riskine girmek saçmalık!

***


SORUMLU BELEDİYE!

Kayseri’de Bahri Daşdemir’in banka kredisiyle borçlanarak satın almış olduğu kuzuları, ağıla giren başıboş sokak köpekleri tarafınca öldürüldü.

Daşdemir “300 bin TL zarar var. Devletten yardım umuyorum” diyor.

Daşdemir’in yardım istemesine gerek yok. Bağlı bulunmuş olduğu belediyeye başıboş köpek sorununu çözmediği için tazminat davası açabilir ve büyük olasılıkla kazanabilir.

Benzer davalarda emsal kararlar çıktı.

Belediyeler çağıl barınaklar açıp, kısırlaştırma çalışmalarına hız verilse başıboş köpek problemi yavaş yavaş çözülür.

Fakat belediyeler köktencilik hayvan sever lobilerinden korktukları için aksiyon almıyorlar.

***


ŞAİR OLDUĞU İÇİN…

Kırşehir’de çobanlık meydana getiren Aydın Battal, muhtarlık seçimlerini kaybedince toplumsal medyada paylaşmış olduğu şiirle gündem oldu.

Battal’ın kendi sesiyle okumuş olduğu “Sırtıma üç tane kusur yazıldı: Biri garibanlık, biri yoksulluk, biri şairlik” diye süregelen şiir müthişti.

Yaşadığımız çağda ince ruhlu biri olmak zor.

Battal büyük olasılıkla köylüler tarafınca komik bulunuyor.

Goothe’nin de söylediği benzer biçimde “Dünya duyarlı kalpler için bir cehennemdir.”

Oysa ozanlık geleneği Anadolu’nun en hususi yanlarından birisi.

Battal, kendini ifade ediş seçimi, kullandığı yalın Türkçe ve ifade gücüyle aniden meşhur oldu.

Battal’ın şiiri toplumsal medyada dile getirilen Cemal Süreya’nın şu sözünü akıllara getirdi: “Türkiye benzer biçimde ülkelerde halk dehası en katıksız şekilde şiirde görünüyor. Bu ülkeler Batı’ya karşı ilk rövanşı edebiyatla alacaklar”

Eskiden TRT’de Anadolu köylerinden ozanlar ekrana çıkarılırdı. Battal’ın köylüleri bile onunla dalga geçtiğine gore ozanlık geleneği de unutuluyor galiba.

***


FUTBOLDAKİ KRİZİN ÇÖZÜMÜ

Birçok kulüp, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ekşi’yi istifaya çağrı etti. Ekşi’nin çekilme etme ihtimali yeni adayları da gündeme getirmeye başladı.

Kulislerde TFF Başkanlığı için Mahmut Özgener, Cemil Kazancı, Göksel Gümüşdağ adları öne çıkıyor.

Bu adayların hepsi futboldaki kronikleşmiş problemi çözemeyecek tanıdık adlar.

Şimdi spor camiasındaki belli gruplar gene kendi adamlarını TFF Başkanı yapmak için uğraşıyor. Liyakatın yerini ‘adamcılık’ almış olduğu sürece futboldaki problemler çözülmez!

Daha ilkin yaptığım öneriyi yineleyeceğim; kulüplerin TFF yönetici ekibine kendi adamlarını getirmesi engellenmeli.

Hakemlerin yabancı olmasını bile tartışıyorken futbolda tepedeki isim, Türkiye’deki kulüplerle, siyasetçilerle, iş insanlarıyla bağlantısı olmayan yabancı bir yönetici olmalı.

Mesela dünyanın en kaliteli, en oldukça izlenen İngiltere Premier Lig’inde Federasyon Başkanlığı yapmış biri TFF başkanı yapılsa mesele kökünden çözülür.