Türk turistler için 10 Yunan adasında hayata geçirilen kapıdan vize uygulaması bayramda Yunan esnafının yüzünü güldürdü.

Kapıda vize ilk etapta Midilli, Sakız, Samos, İstanköy ve Rodos adalarında uygulandı.

Bu adalarda geçen yıl aynı döneme (Ramazan Bayramı’nda) oranla gezgin sayısı üç misli arttı.

30 Nisan’dan sonrasında Patmos, Simmi, Meis, Leros ve Kalimnos adalarına da Türk turistler kapıda vize alarak gidebilecek.

Öte taraftan öteki Yunan adaları da kendilerine aynı ayrıcalığın tanınmasını istiyor.

Şu sebeple Türkler öteki turistlere gore daha oldukca harcıyor.

Bunu ben değil, Yunan Adaları’nın görevli Bölge Valisi Kostas Moutzouris söylüyor:

“Türkiye’den gelen her ziyaretçi, charter uçuşlarla gelen ziyaretçilere gore ortalama iki kat daha çok mahalli ekonomiye katkı sağlıyor.” Türklerin Yunan adalarına olan yoğun ilgisini birçok sebebi var fakat öncelikli niçin vize kolaylığı.

Durumu iyi olan ve para harcamak isteyen Türkler, Fransa, İtalya, İspanya, Almanya’ya da gitmek istiyor. Sadece bu ülkelere Schengen Vizesi almak işkenceye dönüştü! Türk turistler de Yunan adalarını tercih etti.

FİYATLAR DÜŞER Mİ?

Bir öteki niçin ise başta Bodrum, Çeşme olmak suretiyle ülkemizdeki bazı gözde gezinsel ilçelerde otel konaklama ve yeme içme fiyatlarının, Yunan adalarıyla genel anlamda aynı ya da daha yüksek olması.

Toplumsal medyada yol ve vize harcamaları dahil Yunan adalarında dinlence geçirmenin daha ucuz olduğuna dair paylaşımlar yapılmış oldu!

Aradaki döviz kuru farkına karşın Yunan esnafını daha ucuz bulanlar var ise Türk esnafı da şapkasını önüne koyup düşünmeli diyeceğim fakat bayramda Türkiye’de gezinsel bölgeler de dolup taştı!

Türkiye’ye gelen gezgin sayısı Yunanistan’ın oldukca üstünde.

50 milyonu aşkın yabancı ziyaretçi sayısıyla Türkiye Avrupa’nın en oldukca gezgin alan ikinci ülkesi!

Bizim yerli işletmeler de yabancı turistleri tercih ediyor!

Her şey arz-talep meselesi!

Doğrusu bizim beyaz yakalıların Yunan adalarından toplumsal medyada paylaştıkları restoran fişleriyle Bodrum ve Çeşme’deki fiyatların düşeceğine inanmak hayalcilik olur!

***


SELEKTÖRLE UYARI YAPANA CEZA

Ramazan Bayramı tatili süresince Trafik Şube ekipleri şehirlerarası yolarda radar denetimlerini artırmıştı.

Düzce’de denetim esnasında radar aracını görüp karşı istikametteki araçlara selektör yolu ile uyarılarda bulunan sürücüler bulunduğunu fark eden takımlar, öteki şeritte de uygulama başlatmış.

Selektör yolu ile uyarı yaptıkları tespit edilen 66 sürücüye 690’ar liradan toplam 45 bin 540 TL ceza kesilmiş!

Münakaşaya açık bir ceza. Bir ihtimal sürücü şerit ihlali için selektör yaktı!

Bu cezaya itiraz eden oldukca olur.

Aslına bakarsak selektörle radar uyarısı yapmak bazılarına gore şoförlüğün yazılı olmayan kuralıdır.

Karşıdan selektör icra eden aracı gören sürücü hızını azaltır.

Denetim bölgesi geçildikten sonrasında aşırı sürat yapılmaya devam edilir ve ölümlü kazalar da böylece artarak devam eder.

Özetle selektörle uyarılan şahıs kurallara uymamaya teşvik edilmiş oluyor.

***


ŞEZLONG TERÖRÜ VERGİ HIRSIZLIĞI NASIL BİTER?

Deniz sezonunu açmadan ilkin sahillerimizdeki hususi işletme teröründen anlatmak isterim.

Kıyıları bizimki kadar hususi işletmeler tarafınca işgal edilmiş bir ülke yoktur herhalde.

Oysa Kıyı kanununun 4. ve 5. maddesinde ‘Denize 50 metreden yakın bölgeler her insanın kullanımına açıktır’ deniliyor.

Fakat birçok otel ve işletme bundan haberleri yokmuş şeklinde davranıyor.

Bir de son dönemde belediyelerin işlettiği ya da halk plajı kabul edilen bazı plajlarda şezlong mafyası türedi.

Bazı yerlerde giriş parasız, bazılarında ise belediyelere bağlı işletmeler düşük ücretler talep ediyor. Lakin buralarda da kimi zaman kuma havlu serecek ya da sandalyenizi açacak yer bulamıyorsunuz!

Şu sebeple birçok sahil şezlonglarla kaplı oluyor. Doğrusu yurttaş şezlong ve şemsiye kiralamaya zorlanıyor!

İnsanlar da boş buldukları yerlerde sıkış sıkış oturmak zorunda kalıyor.

Bu mesele bizdeki kadar yoğun yaşanmasa da Yunanistan’da alınan yeni bir kararla ülkede artık bir plajın en fazla yüzde 30’luk kısmına şezlong yerleştirilebilecek.

Geriye kalan alan ne olursa olsun boş tutulacak. Koruma altındaki alanlarda ise boş tutulacak alan yüzde 85’e yükselecek.

Ek olarak insanların denize ulaşmasının engellenmemesi için şezlongların kıyıdan minimum 4 metre uzağa yerleştirilmesi de mecburi olacak.

İşte Türkiye’nin kıyı şeridindeki hususi işletme ve şezlong terörünü bitirecek uygulama budur. Aynen Türkiye’de de uygulanmalı.

Ümit ederim Kültür ve Gezim Bakanlığı bu mevzuda hususi bir emek verme başlatır.

***


İBAN’LA VERGİ HIRSIZLIĞI

Son dönemde bilhassa yiyecek sektöründe bazı işletmelerin ödemelerin kredi kartı yerine nakit ya da banka havalesiyle (İban) yapılmasını istediklerini yazmıştım.

Niçin kartla ödeme kabul etmiyorsunuz diye sorunca genel anlamda “Post aleti bozuk”, “Post aleti kullanmıyoruz” şeklinde benzer yanıtlar alıyorsunuz.

Son dönemde bankaların kredi kartı ile meydana getirilen ödemelerden aldıkları komisyonun artırmasını gerekçe gösteren işletmeler de var.

Benzin istasyonlarında bile nakit ödeme yapılınca fiş istiyor musunuz diye soruyorlar!

Bilhassa kuyumcular, altın satarken ödemeyi nakit ya da banka havalesi kanalıyla yapılmasını istiyorlar.

Kartla ödeme olmayınca fiş, satmaca düzenlenmiyor devlete gitmesi ihtiyaç duyulan vergi işletmelerin kasasında kalıyor.

Sonunda Gömü ve Maliye Bakanlığı, IBAN ile ödeme alan işletmelerin peşine düştüğünü deklare etti.

Bunun için devamlı değişik kişilerden ödeme alan banka hesapları tespit edilecek ve gerekirse sahiplerine ceza uygulanacak.

Elbet bankaların aldıkları yüksek komisyonu da tartışmalıyız!