Her durumu lehlerine çeviren fırsatçılar Ramazan öncesi gene hortluyor. Vatandaşın temel besin ve gereksinim maddeleri seçim öncesi devamlı artırılıyor. Üstelik rakamlar ‘maliyet arttı’ bahanesini de çürütüyor.

Türkiye’de fırsatçılar için gerekçe bitmiyor. Havalar soğudu, yağmur yağdı, dolar arttı, benzin terfi etti, Asgari ücret değişti, maliyetlerimiz el vermedi…

Say say bitmez…

Nedense fırsatlar da bitmiyor

Ocakta maaşlar arttı paylarını alıyorlar… Ramazan geliyor talep artar derhal etiketler değişiyor. Enflasyon var, gereksinimler öne çekiliyor derhal tutarları artırıyorlar.

SEÇİM AYARLI DEĞİŞİM

Son yıllarda buna bir de seçim öncesi eklendi. Ne süre seçim yaklaşsa vatandaşta ‘batıyoruz, bitiyoruz’ algısı körüklenip, fiyatlarla oynanmaya başlanıyor. Doğal olarak yükselen fiyatlar tekrar eski yerine de gelmiyor.

FİYAT ALGISINI BOZUYORLAR

Aslen fırsatçılar tutarları değiştirecek ortamı da oluşturuyor. Etiketler enflasyon ortamında o denli süratli değiştiriliyor ki, tüketicide fiyat algısı kalmıyor. Tüketici bir ürünün fiyatı 80 TL’de olsa 150 TL’de olsa bunu değişik algılamamaya başlıyor. İşte bu enflasyon psikolojisini kullanan fırsatçılarda istedikleri şeklinde fiyatlarla oynuyor.

Şu sıralar ciddi bir denetim var. Hem Tecim Bakanlığı hem Ziraat Bakanlığı, hem de Rekabet Kurulu bu fırsatçıların üstüne gidiyor. Umarız netice alınacak ve bu halkın cebine göz dikenlere göz açtırılmayacak.

RAKAMLAR BAŞKA SÖYLÜYOR

Dedik ya, bu fırsatçıların bahanesi oldukça. Döviz ile hiçbir işi olmayan bile ‘dolar arttı’ diye zam yapıyor. Ikimiz de birazcık piyasa araştırması yaptık. Acaba bu fahiş zamların öne sürülen sebebi olan maliyetler ne kadar arttı diye.

Baktığınız süre sebze meyvede artışlar üreticiden tüketiciye kadar averaj yüzde 250’yi bulurken, genel maliyet giderlerinde aylık averaj değişik yüzde 4’lerde 5’lerde kalmış. Aradaki kazancın haksız olduğu ortada. Et ürünlerinde süt ürünlerinde ve temizlik şeklinde temel gereksinim maddelerinde de aynı görünüm bulunuyor. Gene son satıcıların da maliyetlerine bakmış olduğunuzda aynı farklılık ortaya çıkıyor. Görünen üretici artan maliyetlere karşın ürünün kafi fiyata satamıyor ve kaybediyor, aynı şekilde aradaki fahiş farklar yüzünden tüketici de kaybediyor.

MARKA AYNI FİYAT FARKLI

Yalnız üretici ile market tutarları içinde fahiş yar yok. Aynı marka, aynı gramajdaki ürün değişik marketlerde değişik fiyatlarla satılıyor. Burada da kar hırsı ortaya çıkıyor.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) geçtiğimiz ay yapmış olduğu bir araştırmada bu farklılık da sayılara yansıdı. Çoğunluğu yan yana olan 6 markette aynı ürünlerin fiyatlarına bakan TZOB her markette değişik fiyat uygulandığını ortaya koydu. Aynı markanın aynı gramajda değişik marketlerdeki tutarları değerlendirildiğinde sütün yüzde 32, beyaz peynirin yüzde 27, zeytinyağının yüzde 24,7, kuru fasulyenin yüzde 18,4, şekerin yüzde 17,9, kırmızı mercimeğin yüzde 17,2 oranlarda değişimleri olduğu görülüyor.

ZAMLARIN GEREKÇESİ YOK – (ARALIK-OCAK)

ÜRÜN – ÜRETİCİ-MARKET (ORT.) – AYLIK MARKET (ORT.)

Sebze meyve – Yüzde 250 – Yüzde 20-30

Et ve et ürünleri – Yüzde 70-80 – Yüzde 30-40

Beyaz et ürünleri – Yüzde 70 – Yüzde 10-15

Süt ve süt ürünleri – Yüzde 70-80 – Yüzde 10-20

Temel gereksinim – Yüzde 90-100 – Yüzde 15-20

MALİYETLER ARTMADI (ARALIK-OCAK)

TARIM HAYVANCILIK GENEL GİDERLER

Gübre: %5

Yem: %4,5

Elektrik: %2,11 (senelik)

Mazot: Yüzde 12

Asgari ücret: Yüzde 49,11

Nakliye: Yüzde 7-8

DİĞER ÜRETİM GENEL GİDERLER

Enerji: Yüzde 0

Hammadde: Yüzde 20-30

Asgari ücret: Yüzde 49,11

Dolar kuru: Yüzde 3

ÜRÜN AYNI FİYAT FARKLI (29.01.2024)

ÜRÜNLER – A MARKET – B MARKET – C MARKET

Kuru fasulye – 89,9 – 79,9 – 75,9

Kırmızı mercimek – 40 – 45,9 – 46,9

Süt – 37,05 – 38,95 – 29,95

Zeytinyağı – 398,9 – 329,9 – 394,9

Beyaz peynir – 159,95 – 125,95 – 125,9

Toz şeker – 29,9 – 32,9 – 27,9